Eğer ölseydin, ne yapardım bilmiyorum.
Elektrik tellerinde, akıma kapılıp ölen kuşlar gibi,
Düşseydi melekler can verip gökyüzünden.
Ay, oracıkta dururken, bir mermi delseydi onu,
Üstelik, sen yoksun diye, o an Ay'ı seyrederken.
Güneş üzerine üzerine, koşuyor olsaydı dünyanın.
Tüm ölüler, mezarlarından ayaklanıp kalksaydı,
Ve yaşayan tüm kimseler uzunca bir uykuya dalsaydı.
Bulutlar taş kesilip, gökten tepemize yağsaydı.
Yıldızlar oldukları yerde, kusursuz güzellikte,
Ya yaklaşıpta, etimi ızgara üzerinde pişen et gibi pişirseydi,
Güzel gözüken her şeyin, fazla dibine girmemek gerekmekte.
Ölümcül bir hastalık tüm insanlığa bulaşmış olsaydı,
Tüm doktorlar çoktan ölüp gitmiş olsaydı.
Ateşten kurumuş dudaklarım, gecenin bir saati beni uyandırsa,
Tek bir musluktan, tek damla su akmıyor olsaydı.
Her şeyimi adadığım Tanrı, ya sadece bir hayal ürünü ise,
Ya öldükten sonra, ne seni beklemek için bir cennet,
Ne sarılmak için, Tanrıyı göremeyecek olsaydım?
İnan bana sevgilim. Uzak sevgilim.
Sevgisiz, sevgili sevgilim.
İnan bana ne yapardım bilmiyorum.
Ya ölüp gitseydin erkenden?
Ne yapardım bilmiyorum.