Tümüyle günaha varmış bir yolculuk bu ses...

Tanrısı çoktan terk etmiş varlığını

İnandığı herşeyden buz kesmiş bir kopuş ile düştü ellerime...

Önceleri tanıdıktı sokaklar,kentler ve bacaklar, sonrası bir ikindi rüzgarı...

Vakitsiz geldiği belli olan hıçkırık,kendini kaybedip gülümseyen bir yüz...

Şehirlerin en tenha yerlerinde buluşmak için verilen sözlerin gölgesi var tedirginliğinde

oysa nasılda ellerimi basıp yüzünün boşluğuna öylece kaldık...

Çoğunun inandığı bir yalan bu namuslu geçirenlerin uydurduğu ama kimsenin benim diyemediği...

Üzülüyorum...umursuyorum...

Bir anlamı var bende gelip şuracıkta vurulmuş kuşların

Koyun koyuna yatıran sevmelerin

Sonra diyorum ya sonra...

Kostuğum sokaklar, saklandığım anlar ,özlemden döş çatlatan buluşmalar...

Hani diyorum olurda yeniden başlamak var ise tam öylesi bir adım atmak nehire...yıkanmak ve yeniden kendini doğurmak...

Çabalamadan yorgun düşmüş parmakları ile aralamak perdeyi ,gelip geçenlere bakmak ve aynada kendimi izlerken bulmak...

Hangi ayrılık acıtmaz

giden hep biri için kalansa...ve hangisi arkada bırakılır giden birinde hep kalansa...