Düştü örtülerden,
Biliyorum kimse bir geceyi böyle çıplak görmedi
Bakıp bana kömürler sürdü yüzüme
Tabiatlar beğendirdi gönülsüz
Öyle akşamlarına çeken bir masa ki bağlıydık
Bir bana bir iblise aşina zincirler kırılırdı
Kırılıp dağılmak isterdi
Ben severdim dokunulmaz ne varsa gözüme ilişen
O yadırgardı.
Ona ismini ben verecekmişim bir sonra yaşam varsa
Zaten sır dedikleri ışık almaz bir tül
Susları dikene dolu gonca
Sözleri çıplak, eski kara gül.
Tanrılar beğenirdi tapınmaya
İbadetler edip giderdi.
Bana da gel derdi ölüm olmasa bir yerinde
Uzatmazdım ellerimi, korkuturdu yeniler, yenilgiler.
Yanıklar karadır bilirdi
Yarınlar yaradır ona sorsam
Kendini bir geçilmez sanardı ki insanlar,
Suyuna düşerdi boğulmacasına, bir oyun gibi
Bir ben geçemem bilirdi de
Baksalar aşıktı bana ıslaklığını kurutana kadar
Sorsalar ilişir gözlerime söylemezdi;
Utanır laciverde keserdi.
Ürküp gömlekler giydirirdi bana
Gönlüm, gönlüm derdi bir beyaz dolunaya
Her bulduğu pencereden beni izlerdi.
Uyutmaz gücüme gelirdi.
Örtülür de bilmezdi sevmeyi, sevişmeyi aslında.
Kirpiklerimi sayardı kalan ömrümmüş gibi
Taşa keserdi ıssızlaşıp.
Yazı kışı bilmezdi olduğundan
Sen beni bebek de gördün derdim de vazgeçmezdi
Ellerimi alıp giderdi.
Şimdi,
Üstüne gidiyorum al beni unut diye
Al ki erisin tavında umudum yaşamaktan
Çiçekleri canına küstüren değil misin?
Yollarca insan uyanır da dünyaya başlar yeniden
Ben dursam bir türbe duvarında
Bir suya sığınsam da yüzün acısa
Var ki görmez beni gönlün seyyaredir,
Benimki ne yıldız koyar bağrına, ne alnın süslüdür
Benimki biçaredir.
Görmezden gelirim
Gazeteler sevdiririm pencereme
Saklanır da buldurmam kendimi öyle mi?
Düşsün örtülerden madem
Kanatsın da canını bileyim benden midir
Seveceksem tanrısından icazet,
Gideceksem gayrı yollar verilsin.
Aklına güzel şarkılar katayım da almasın ölüm beni
Neymiş huyu yeryüzünün
Bilinmezin suyu neymiş bileyim.