ışıkları kapat, alnını soğuğa daya

eline öğret ekmek tutmayı

mesaiye dayan, sevmediklerine değil

neslihan’ı dişlerinle taşlama


uçuşan beyaz vadi kırgınlıkları

mahzun gözlerin

hiçbir şey yapmamış gibi

içinde büyüyenlerden

dillerin kanıyor, boğaz ateş

kelimeni kendinden değil

neslihan’dan sakın


ölümler aynalara değiyor diye

korkuyor sanma

kendini yargılarken, ayakta bekletip yol ararken

azaltıp, çoğaldın sanarken

veda dediğinde ağlıyor sanma

kendin sanıp, ateşle korkutma

tüm küllenişleri ezbere biliyor neslihan

acıları doğurgan diye sitem etme

nefretinden erittin demirleri

sistemlerinle dondurdun lavları

doğrucuymuş bakışlarını çek

gerçeğini görüyor neslihan


sandın ki, tıraşından memnun değilsin

yediğinden, içtiğinden

sevildiğinden memnun değilsin

neslihan anladı ki, ondan memnun değilsin

kendini kandırma

mümkünse neslihan’ı kandır


ışıkları kapat, iç çekişlerini duvarlara geçir

neslihan’ı dişlerinle taşlama

sevda değil, mermi değil

kıpkırmızı boynu gibi

bembeyaz bir kuğun

vahşi bir ölümsün

neslihan için

al alnını

kanlara

daya.