Hayatımın hiçbir bölümünde net bir insan olmayı beceremedim. Evet deme mecburiyetinin altında ezilirken hayır diyebilmek ise benim için hep sanki ayıp olacak hissiyatını doğurdu. Bir yıl öncesine kadar...


Geçen bir yıla baktığımda ne çok evrildiğimi, hayır diyemediğim için ne çok hayıflandığımı, "Bakarız ya." dediğim durumların ne çok beni zora soktuğunu ne zaman fark ettim de bu kadar net, sert, katı duvarları olan birine dönmüştüm ben de bilmiyorum. 


Hani bir söz vardır, "Olması gerektiği gibi davranmaya başlayınca değiştin derler." Keşke hep olması gerektiği gibi davranabilseymişim de omuzlarıma bu denli yükü hapsedip sıkıntılardan duvar örmeseymişim. Hayır diyebilseymişim mesela. Hal böyle olunca, aradığım net insana uzun yıllar sonrasında kavuşunca net olmayan tavırlar karşısında -sanki kendim bir zamanlar öyle değilmişim gibi- ruhum daralıyor. 

 

NET OLSUN! HER ŞEY NET OLSUN! 


Hayatımızdaki gelişigüzel durumlar karşısında bir çoğumuz tökezleriz. Günlük hayatın akışı içinde rutinlerimizden koptuğumuzda elimiz ayağımız dolanıyor. İstiyoruz ki rutinlerimizin dışına çıkmayalım, net olsun.

Ama maalesef hayat bazen bizi sürüklüyor. Karambolde dolanıp kalıyoruz sanki. Önümüzü göremediğimiz zaman hissettiklerimiz arasında sıkışıp kalıyoruz.


BİRAZ NETLİK ALABİLİR MİYİM?


Özellikle yoğun tempo içinde çalışan bir gruba dahilsek yapılan planların dışına çıkmak çoğu zaman hayatımızı zorlaştırıyor. Saat üç gibi gelirimler, beş gibi giderizler fazlasıyla yoruyor. "Gibi" sözcüğü cümlelere ağırlık katıyor. Bu ağırlık ise tüm güne yük oluyor.

Bu durum tamamen kültürel miras. "Gitmezsek ayıp olur." kültürü çoğu zaman "Yapmazsam ayıp olur." kavramıyla birleşe birleşe çığ olup yağıyor üzerimize. Her seferinde geçiştirmek için ise "Eğer şöyle olmazsa olur." cümleleriyle hayatımızdaki ipleri birbirine doluyor. Sırf bu yüzden bile isteklerimizi net bir şekilde ifade edebilmek evet ya da hayır kelimesine sığabilecekken binbir çeşit cümlelerle o anın gelişini bekliyoruz. Gerek var mı buna? Hiç evelemeden gevelemeden cevap vermek için neden zorlanıyoruz? 


Artık basit düşünüyorum hayatı. Kararlarımın, hislerimin, düşüncelerimin hatalarımın, doğrularımın karşısında dimdik duruyorum. Uçuş uçuş olan o fikirlerimin; aman üzülmesinler, gücenmesinler, alınmasınlar hislerimin yerine net bir tavır koymayı başarıyorum. Sert duvarlar örmeye başladığımdan beri kendi hayatımı daha çok yaşayabiliyor, kendimi kendi hayatıma dahil hissediyorum.


Ben hala tam net olmayı becerebildim mi bilmiyorum. Ama son zamanlarda "Sen değiştin." cümlesini çok duyduğuma göre doğru yoldayım demektir.