Dergâhım kapalı sana

Gönlün ecnebi memleketlerde açtığın daimi elçiliklerden yana

Bir kova suyu ateş basınca da

Böyle olurdum


Kırgınım

Dargın denizlerinde hiç durulmadığım için


Kırgınım

Ruhumu bir deniz kestanesi gibi ortadan ikiye ayırmışsın da

Kemikleştirmek için bir pres makinesinin altına koymuşsun gibi bütün etlerim


Zamana bırakıyorum her şeyi

Senden geriye kalan hırkayı artık giymeyeceğim

Bekle çözülsün ilmekleri


Öyle bölük pörçük uykulardan uyanmak bir cuma sabahı

Göz altlarım mosmor

Göz bebeklerim irin sahibi

Sahi bir cuma sabahı hep böyle mi?