Öfkelenmek insanın başına gelen en garip duygudur. Hiçbir mana yükü kalmaz öfke sahibinin. Bir anda basit bir sebepten gözüne perde iner.

Hayatın manasında öfkelenmenin toplumsal bir yanı da vardır. Bizi ilgilendirmeyen olaylardan dahi düşmanlıklar kazanabiliriz. En iyi ihtimalle toplumsal öfkenin yansımalarından duyacağımız tedirginlik kısa süreli dahi olsa hayatımıza yön verir.

Ben öfke duygusunu her zaman düşündüm. Bazen kızgın olduğum anları bu duygunun mahiyetini kavramak için fırsata çevirdim. Anlam verebildiğim tek hissiyat, kalbimden geçenlerin zihnimde oluşturduğu etrafı karanlık basit görüntülerdi.

“Gözüm karardı” deyimi de sanırım buradan geliyor. İnsan kızgınlıklarının arasında düşünce kırıntısı dahi gösteremiyor. İşin en ilginç yanı öfkeyle sergilenen davranışların hesabı kimseye verilemiyor.

Onun için öfkelenmek bazı yazarların övdüğü gibi olumlu bir duygu değildir. Tarihte öfkeyi kutsayan yazarların bir diğer ortak özelliği de psikanaliz tarafından incelenmesidir.

Bana göre öfke, psikanalizin konusu olan yazarların aksine iyi bir şey değildir.

Bu yazarların bazı edebi metinlerinde yer alan, sahtesi olamayacağı söylemi, insanın temiz ve saf tek anı olduğu gibi varsayımlar topluma ve insanlığımıza zarar veren yanlara sahiptir.

Öfkenin mücadele azmi verdiğine dönük romantik cümleler de, adrenalin etkisini göz ardı ediyor.

Tasavvuf öğretilerinin başında da kişinin kendini bilmesi, öfkeden, hasetten, kinden uzaklaşması gelir. Manevi ölçüde öfke kontrol edilebildiği ölçüde saygınlık getirir. Öfkesini kontrol edemeyen insanlar, semavi dinlerin imtihanından kalır ve bir anlık duygusunun pişmanlığıyla hesap gününe hazırlanır.

Tarihi süreçte Tasavvufu destekler. Tarihte insanların, öfkeden kazanç elde ettiğini kimse gösteremez. Aksine öfkesini kontrol edebilenler büyük insanlardır.

Bu sebeple bastırılamayan öfke duygusunun bilimsel ve manevi yönden olumlu bir yanı olduğunu düşünenlerin doğruyu savunma ihtimali oldukça düşüktür.

Ancak fikirlerinin tartışılması oldukça mühimdir. Her ne olursa olsun, mantık süzgecinden geçen fikirler tartışılmaya değerdir.