Öğretmediniz, yaşamayı ve yaşamla kalmayı.

Öğretmediniz, mücadeleyi veya çare bulmayı, altından kalkmayı.

Öğretmediniz, sevgiyi ve sevilmeyi.

Bir olmayı, var olmayı, birey olmayı öğretmediniz.

Uçan bir kuşun kanatlarının altına aldığı özgürlüğü,

Zorlaştırdığın hayattan nasıl ders alınacağını,

Güzel bir ilişkinin nasıl kurulacağını, anlaşmayı, anlaşılmayı,

Öğretmediniz!


Zamanın değerini, duyguların önemini, kelimelerin güzelliklerini,

Sorumlulukları, endişeleri, hayalleri öğrenmediniz.

Gözyaşlarının ardındakileri, nefesin sebep olduğu günleri öğrenmediniz.

Öğrenemediniz, Öğretmediniz…


Sorumlu tuttuklarınız kendinizce kandırdığınız iç düşüncelerinizle şekillendirilen yaşamları kullanmaktan başka bir şey öğretmediniz.


Soru sormayı, sorgulamayı, umutla dolmayı öğretmediniz.


Bu hayatta öğretmenin ve öğrenmenin değerini anlayabilen bireyler sadece meslek icabı olarak belki görülür. Bu tam aksine yanlış bir tanıdır. Öğrenmek kadar öğretmek de sorumluluk gerektirir. İnsanlar beklentilerle doludur, sürekli sizlere bir mahcup olma durumu da yaratabilirler. Ancak bu hayatta öğrendiklerinizi ve öğrettiklerinizi bir sorgulayın derim.


Değersiz bir et parçası olarak değer yaratabilmek zor olmalı.


Tıpkı anlaşılması gibi…