bekliyorum
ellerim kucağımda duruyor
göçmen kuşları önümden geçiyorlar
mucize
benim bu denli bekleyişim
bu denli sürükleniş
tek bir dalımın olmayışı
ve köksüzlüğüm
anne diyorum
madem öleceğiz
artık ölelim anne
ne olur ölelim
hastalıklı bir el konuyor başıma
öksürük.
ve titrek ses.
evladım diyor
devamı gelmiyor
öksürük.
ölelim diyorum yalvarırcasına
ama önce ben öleyim anne
şimdi ona bakıyorum
gırtlakta kalan bir yutkunuş.
elinde tesbih
bir şeyler okuyor
ne de büyük başkaldırı
ne de muhteşem çaresizlik
Tanrı’m diyorum
hangi birinize yalvarayım
inanın kalbim çok dolu, patlayacak
hepinizi sevip sayamam
sığdıramam oraya
içinizden biri beni duyabilir mi
kahkaha sesleri
biliyordum
başımı sokacağım bir yer arıyorum
güneş doğudan doğup annemde batıyor
gözlerimi yerden kaldırmaya cesaretim yok
susuyorum
konuş diyorlar
deniyorum olmuyor
direniyorum
içimdeki susmuyor
zaman geçiyor
mucizevi bir yok oluş.
bekliyorum
öksürük.
annemin elindeki tesbih yerde
annem benden önce ölüyor