Gençken bir anekdot okumuştum:

Genç bir şair adayı, usta büyük bir şairin yanına gelir ve sorar " nasıl sizin gibi, büyük ustalar gibi şiir yazarım" der. Usta şair der ki "git, 5000 şiir ezberle, öyle gel" Aradan epey bir zaman geçer, genç şair gelir ve ustaya der ki "5000 şiir ezberledim, hangisini isterseniz okurum" Usta bu sefer "unut o 5000 şiiri, unut ve kendi şiirini yaz" der.


Ben de okuduğum kitapları unutuyorum. Özellikle gençken okuduklarım pek bir iz bırakmamış diyorum. Belki iz kalmıştır, duygu ve düşüncelerime yansıyan. 2,3 kere okuduğum romanlar, öyküler ise hafızamda. Hatırlamadığım 3,5 kitabı dönüp yeniden okusam mı diyorum ama vazgeçiyorum, yeni arayışlara giriyorum.


Kur'anda ciltlerle kitap taşıyan eşekten sözedilir Cuma suresi 5.ayette. Okuyup öğrendiklerine uygun davranmayan, halini düzeltemeyen, gelişemeyenler kitap taşıyan eşeğe benzetilir.


Yıllar önce bu ayetin etkisiyle bir eşek biblosu aldım ve kütüphaneme yerleştirdim. Okuyup öğrendiklerimi içselleştirip içselleştirmediğimi sorguluyorum. Sorgulamayı hatırlatan bir biblo. Tanrı'nın razı olduğu biri olabildim mi bilmiyorum. Ama yoldayım.


Tanrı yollarımızı açık etsin, aydınlanmak için çaba gösterelim, kitaplar yük olmasın. Yanılırsak, unutursak Tanrı büyük, affeder.