Olabilir ya. Çirkinimdir, aptalımdır, olabilir. En nihayetinde insan öznesiyim ben. Hata yaparım, günah işlerim, insan kırarım, laf sokarım, unuturum, aldanırım, olabilir. Peri masalındaki peri değilim ki ben! Sevmiyorum demişimdir apaçık, istemiyorsam belli etmişimdir çekinmeden, ne var ki, olabilir. Açılmışım, saçılmışımdır, boyaları sürünmüşümdür, Allah'ı unutmuşumdur, olabilir. Can'ım ben. Bir can. Hem de yücesinden. İnsan olanından. Harika olamamışım, güzel konuşamamışım, çoğu şeyi algılayamamışım, ay ne yapayım? Gökten Tanrının en yüksek ürünü diye indirilmedim ki ben. Olabilir ya. Ne bileyim, her şey olabilir. Bakıyorum çok keskiniz. Her şey net, bıçak gibi. Olur mu öyle? Olabiliyor mu, hani? Olmuyor. Sınırlar felan. Kahretmeli miyiz böyle kendimizi? Ben kahırlanma kısmını pek istemiyorum. Olmaz. Olmasın da. Niye olsun. Biraz rahat, biraz yerinde olsun her şey, yeterli. Yeterlilik özünde yeterlidir. Harikası dünyanın içinde aranmaz. Aransa ne olacak canım? Birazdır her şey, biraz iyi biraz kötü, biraz loş, biraz aydınlık. Ben kabul ettim. Her şey sıradan da olabilir. Harika hikayelerin kahramanı da olmak zorunda değiliz. Doğdum. Doğdum ya! Ötesi var mı? Benden ötesi var mı? Yok! Eee? Ne arıyorsun kuzum? Benliğin yanındaysa neyi bulmak için ıkınıyorsun, sıkılıyorsun, ofluyorsun? Bir sen. Yeter canım. Al elini eline, tuttum seni bırakmam de, yürü hayat yolunda usulca. Bu kadar. Hepsi bu kadar. Ne olabilirdi ki? Tanrının bile isteye kusurlarla donattığı bizden ne olabilirdi? İyiyiz, hoşuz,eksiğiz tamam, olabilir. Olabilir canım. Ve ne olacaksa olacak. "Que sera sera"...