küçük ayak parmağıydı sıkışan

acısı kendisinden çocuk

kan be kan!

gözlerine, ellerine ve kulaklarına kadar

her biri arkadaş

biri öldü mü diğeri hemen toprak

toprağın bol olsun be arkadaş

siner tüm şehir böylece yakın ya da uzak

ne saçmaydı şu an burada olmak

millet uzaya çıkar bizim ağzımız kurumuş biraz votka biraz şarap!

biraz kemik ve et, en tuzlusundan

önümde bir cam ve ardında uzun saçlı kadınlar

örükleri mi böyle ruhani yoksa ezilmiş bedenleri


ne içimdedir

ne dışımda

izleri var demir saplı kancalar

şimdi inmek var binmek yok bu raydan

gel önce karın tokluğu sonra leş kargalar