Yolcular hazır, kesildi biletler
Ayrıldı gardan ayrılanlar, sevenler, işini bekleyenler.
İçlerinden bazıları hasta ziyaretinden, okuldan dönenler.
Yerleştiler yerlerine küçük, büyük yürekler.
Kondüktörün düdüğü felaketin habercisi,
Ah, suçsuz canlar ne bilsinler.
Kalktı Edirne Garı’ndan kara yazılı tren
Yolculuk bilindiği seyrinde.
Vardır içinde okuyan, uyuyan, eğlenen, gülen.
Varmak isterler bir an önce gidilecek yere
Ölüme tüm hızıyla giderlerken.
Artmaya başlar raylardan çıkan sesler
Korkunun gürültüsü beyinlere işler
Ölümün kokusu yaklaşır, zorlaşır nefesler.
Bir gürültü, kulaklar patlar, bu nedir yarabbim?
Kıyamet geldi de İsrafil suru mu üfler?
Karanlık ah, her yer karanlık
Birleşti bütün bağırışlar, bu nasıl çığlık?
Toprağın ve demirin arasına sıkışmış canlar,
Yürek mi dayanır bu acıya zalim tren,
Bu ne yabanlık, bu ne gaddarlık?
Çocuk-yaşlı ayırmadan yaparsın ölüme yataklık.
Kara duman kapladı her yeri
Kan boyanmış çamur rengi
Çırpınışlar yürek yakar,
Dillerde yardım edin sesleri.
Gözler tozla kaplanmış,
Gözler endişeli.
Felaketin üstünden geçti yıllar
Geçmeyen tek şey kapanmayan acılar
Kıyımın failleri rahat uyuyup gezerken
Travmalarla boğuşur, kazanın ardından kalanlar.
Samet KARADEMİR
2021-06-01T06:38:38+03:00Teşekkür ederim. Umarım failleri cezasını çeker. Ben orada değildim ama yakın arkadaşımın babası o kara günde o trendeydi. Onlardan dinlediklerimi yazıya geçirdim.
Ergin Türkmen
2021-05-31T17:01:56+03:00Çorlu için yazılmış sanırım çok güzel Tebrikler 👍👍👏👏🙏