Kuşattı zihnimi sonsuz karanlıkta kaybolan akışlar,

Sorularım var,

Çözümleri ise sadece korkak kaçışlar.


Vaktim azalıyor,

Soluduğum her nefesim bir kayıp,

Ölüme adım adım gidiyorum,

Hayatta kaldığım her dakikayı sayıp.


Biliyorum,

Hedeflediğim gökler inatla kabul etmez beni,

Benliğim neden sadece yeryüzünde uyumaya meyilli?


Uçuk düşlerimin arasından yükseliyorum gittikçe,

Bana gülmeleri haliyle saçma,

Gerçek oluyor yazdıklarım, bu dizelerim bittikçe.


Anlattıklarım saçma,

Bilmedikçe gerçekliğin tanımını,

Düşünemeyen kitleler, ne düşünürleri yargıladı...


Soyut-somut algısı bilinmezliğin perdesiyle sansürde,

"Kelimeler esnektir, çekilebilir her yöne."


Böyle yaparak öldürdüler ölümü eskiler,

Erken ölümün sebebi, daha iyi yerlere gitmeler.

Umutlar bağlandı hayallere,

Sonsuz, sonsuz ve sonsuzlara kaçışlar...

Her bir kaçış gerçeklikten aslında yeni bir sual iken,

Sorgulamadan sonlarına koşarak kayboldu nice bilgeler.


İşte bunca karmaşa durmadan dönmekte zihnimde,

Kalemle yazarak ölmek zor mudur diye soruyorum devamlı kendime,

İma etmekten öteye gitmek, yapmaksa denilenleri,

Fiili ölüm, sadece şatafatlı bir ayrılıştan ibarettir nezdimde.