Ölüyorsunuz insan kardeşlerim

Uykudan uyanıyorum, ölüyorsunuz

Güneşi yakalıyorum, ölüyorsunuz

Yemek yiyorum, damağımda bir bozkır türküsü

Sokaklardayız, kalabalıklar geceden doğuyor

Ayrılıklar artık siyah beyaz değil

Bahçelerde çiçekler

Topraktan bulutlara değin bir ağrı

Ölüm mezar taşlarında gezmiyor insan kardeşlerim


Şiir yazıyorum, ölüyorsunuz

Tüccarlar yeni bir baharı bekliyor

Kan ve kemik coğrafyasından bir ses

Yabancı minarelerden, kahvehanelere geldiğinde

Gövdenizden vurulup

Ayaklarınıza değin

Ölüyorsunuz.


Memleketimize gidelim

Memleketimize.

Taş parçalarından bir kan pıhtısı eşliğinde

Bir dizi ağıt peşiniz sıra geliyor

Ölüm ellerinizde eskitilmiş gençlik çağı

Sıcak bir kadın hayali pencerenizde

Yaşamın o ilk aydınlığında

Gözleriniz yeniden ışıldıyor

Ölüyorsunuz.


Varlık hepinizden bir vitrin paresi

Işıldayarak çürüyor önünüzde

Yazlar, kışlar ve en çok çocuklar

Anılardan acılara yürüyor

Ölüm yaşama sığmıyor insan kardeşlerim.


Bu dünya bir ninnidir

Yaşamaksa bir an...

Ömür deli bir yanılsama karşımızda

Acı, keder, yalnızlık...

İnsan en çok sevdiğinden ölüyor insan kardeşlerim.