Acaba hakaretsiz kötü sözsüz nasıl yazarım, üslubumu sakin bir ölçüde nasıl tutarım şeklinde uzunca düşündükten sonra konuşmaya karar verdim. Çünkü artık susan yok. Neredeyse herkes konuşuyor ama konuşan da bomboş konuşuyor. Hem aklını hem vicdanını eşzamanlı olarak devreye sokabilen insan sayısı son derece az. Ortalık cehenneme dönmüş, yine. Midem bulanıyor.


Nereden tutsanız elinizde kalacak deprem tweetleri Twitter’ın içinden geçti gece boyu, hala da devam ediyor. İnsanların şaşkınlığı, hayal kırıklığı, öfkesi anlaşılabilir. Beklentilerinin dışında bir durumla karşılaştılar ve ummadıkları bir kitleden bu sonucu gördüler dimi? Buraya kadar normal, asla kimsenin haddine olmamasına rağmen, “neden böyle yaptınız?” deme hakkı göreceklerdi kendilerinde. Tek taraflı bakış açılarından gördükleri buydu çünkü. Yaşanan afete çok üzülmüşlerdi, mahvolmuşlardı, yardımı hiç bırakmamışlardı. Dolayısıyla şimdi bunları haram etme, iyi oldu size, keşke daha çok ö*seydiniz deme hakları vardı dimi?


İkinci turun Millet ittifaki adına en büyük kayıp unsurlardan biri olacağı dışında, bu tweetler için şimdilik başka bir şey söylemeye gerek yok. İnsan olan kimse o sözleri sarf etmez, edene destek vermez zaten.


Gelelim devamındaki “anadolu insanı/karadenizliler” lincine. Haritadan komple silmek lazımmış, muhalefet ne yaparsa yapsın yaranamazmış. Canımın içi, daha seçim günü gelmeden “ee bu saadetlileri ne zaman atıyoruz, bitmedi mi işimiz” diyen sensin. Yanında tutmak istemediği kitleleri iktidar karşısında birleşmek için çağıran ama halkı bundaki samimiyetine inandıramayan da partin. Bi türlü oy alamıyoruz diye diline dolayıp üstüne bir de aşağılamalara doyamadığın o insanlar için ana muhalefet bugüne kadar ne yaptı? Bir yaşlı amcanın köylü dostu demesi, her afişe default gelen başörtülü genç kız fotoğrafı mı sağlayacaktı bunu? 


Şimdi önümüze düşüp duruyor “pkk işin işine girerse asla oy vermez işte orta kesim, başından belliydi” diye. Yahu aklınız neredeydi? Hangi matematik bu? Halk ziyaretlerinde Akşener’in suspus olup cevap veremediği o sorular bu yüzdeler işte. Evet HDP kitlesinden desteğiniz var. Kendinizi mecbur bıraktığınız ve sıkı sıkıya tutunduğunuz ama bu adamların aynı zamanda YSP sorumluluğu vardı unutmayın. Kendilerini tamamen size emanet edecek halleri yoktu. Kaldı ki Chp’lilerin lütfen iptal edin çağrıları eşliğinde yapılan ayrı toplanmalarında da Türk bayraklarının hoş karşılanmayışı elbette birilerini rahatsız etmiştir.


Tek bir amaca odaklanıp her şeyi mübah görmekle bir amaç için elinden geleni yaparken esas değerlerini korumak arasında fark var ve ne yazık ki büyük bir kısım bunu başaramadı. Tek bir amaç = Erdoğan hükümetinin gitmesi. Mübah görülen şeyler listesini zaten biliyorsunuz. E ama Cumhur tarafında da Hüdapar var!!!!! Doğru, var. Peki sizce o beğenmediğiniz ama minimum %20’ye sahip iç anadolu & karadeniz halkı doğduğumuzdan beri hayatımızı zehir etmekle anılan, sayısız eylemi üstlenmiş, her birimizin ne yazık ki tanıdığı PKK’yı duyunca mı daha çok etkilenir yoksa bu seçim öncesine kadar bir kısmımızın adını ilk kez duyduğu veya çoktan unutmuş olduğu hüdapar/hizbullah meselesini mi? Adamların yaptığı saçma salak açıklamaları sen sosyal medyada görüyorsun, Twitter’a Instagram’a her şey düşüyor. Televizyon öyle mi sanıyorsun? Zaten bu yüzden ısrarla şaşırıyor insanlar. Seçimi internetten ibaret sanıyorlar.


Ha ilk turda kazanma ihtimali yok muydu Kılıçdaroğlu’nun, tabii ki vardı. Hele de İnce çekildikten sonra. Heyecan iyice yükseldi, başta İmamoğlu olmak üzere solun ana karakterleri de tabii ki bu hypeı korudu ve artırmak için elinden geleni yaptı. Ama herkesin birbirini nefessiz gazladığı bu ortamda at gözlüğü olmadan duruma bakabilmek ne kadar mümkün kaldı onu bilmiyorum. Görmekten kusacak raddeye geldiğimiz alıntı cümleler paylaşmayı bırakabilirseniz, bi düşünün lütfen. Beklendiği üzere şu an dede savaşı var. KK yanlış adaydı onun yüzünden oldu’cularla, o elinden geleni çok iyi yaptı negatif basmayın susun’cular. Siz hangisisiniz bilmem, şu saatten sonra kazanmak isteyen muhalefet seçmeni içi doğru gözüken, yapılabilecek tek şey 2.turu dikkate almak ve oy vermektir.


Ha bir de Erdoğan’dan vazgeçmiş kendine küskün diyen sağ kesimin içindeki ateşi harlamamak. Ama bunun için geç kalınmış olabilir. Çünkü havalı müziklerle yapılan editlerden daha çok işe yarayan bir şey varsa, o da bizzat sizin ağzınızdan dökülen cümlelerdir. Bir avuç insan gerçekten “huzur, mutluluk, sağduyu, anlayış ve özgürlük” diyor, geri kalan herkes, tekrar ediyorum HERKES, içindeki nefreti kusmaya yer arıyor. Son yıllarda radikalleşmiş olabilirsiniz, belki tahammülünüzü kaybettiniz, malum teyzeyi kalple paylaşmakta bi sakınca görmediniz. Şunu unutmayın, karşınızda görüp ölümüne kutuplaştığınız kitleyi aşağılayan, yok olmalarını istediğinizi belirten her hareketiniz onlardan “kurtulma” hayalinizin önünde bir engel. Sizin kendi deyiminizle “var olma” savaşınız vs onların “yok olmama” direnişi. Ya iddia ettiğiniz gibi kapsayıcı olmayı öğrenin, ya da en azından stratejik düşünüp bunu yapmayın. Yoksa tabii ki hanenize bir oy daha kazanamazsınız. 


Sevgi dili geçerli bir slogan, özellikle yeni nesil çok da güzel işledi yer yer hepimiz biliyoruz. Ama şöyle bir gerçek var, burası Türkiye. Normalde politika yapılırken sadece aday seçmemiz gerekir. Biz seçmen de seçiyoruz bilmem farkında mısınız? Erdoğan’cılar “biz din düşmanlarını, sapıkları sevindirmeyiz!!” argümanıyla yürüyor, Chp’liler de “eğitimsiz kadın düşmanları!!” demeye devam ediyor. Bu insanlar bize gerçekten ne vaat ediyor diye düşünemiyoruz, birbirimize İNAT için oy kullanıyoruz, sonuçlarını hesap etmiyoruz. Uzlaşmaya çalışmıyoruz. Üç beş ender örnek dışında gerçekten sevgi dilini benimseyen kimseyi bulamazsınız, onlar da enayi polyanna. Bu atmosferde bunu umdukları için, hayal ettikleri için, nereden bildiğimi sormayın..


Kimse çıkıp da bunlardan ölümüne yorulmuş insanlara yeni bi seçenek sunalım demiyor. Kimse dönüp de kendisine bakmıyor. Suçu klasik unsurlarda aramaya devam herkes. Chp’nin 7. oku olan insanlar bile seçimin güvenliğini sarsmak o kadar kolay değil diyip güvence verdiği halde hala sonuçlara inanmayan, Mhp’nin, Memleket’in oranını kabullenmeyenler, sona doğru AA’ya paralel sonuç verdi diye muhalefetin kaynaklarını cancellayanlar var. Dostum sen ne istediğinin farkında değilsin ki. Sen bütün halkı hesaba katmadan, sadece kendi görüşündeki insanların etkileşiminde boğulup süreci izliyorsun, sonra da aynı safta olduğun kanallar mecburen durumu açıklayınca reddediyorsun? 


Zamanında canınızdan çok sevip el üstünde tuttuğunuz Muharrem’le de bu yüzden ayrıştınız zaten, şimdi bu yüzden sizden oy götürebiliyor. Son zamanların en önemli seçimi, binlerce hukukçu sahadaydı, yanlı kanallar son ana kadar umutlu davrandı. Daha ne istiyorsunuz? Yalan duymaktan bu kadar mı hoşlanıyorsunuz? Çarpıtıyorlar diye bangır bangır bağırdığınız kurumların aynısını mı yapsın onlar da? Nolur kafayı yemeyin. Bence en büyük suçlu olmasına rağmen tek suçlu da değil tabii ki bu insanlar. Sıklıkla kamera karşısına geçip gülümseyerek açıklama yapmak, iç rahatlatmak da hata. 


Ortaya çıkışı bu kadar taze olan Sinan bey nasıl şak diye %5 alıyor, KK cumhurbaşkanlığında aldığı yüzdeyi mecliste niye koruyamıyor biraz bunları düşünelim. Erdoğan’dan nefret edip Kılıçdaroğlu’na da güvenemeyen bir kitle var belli ki. Tam tersi cumhurbaşkanı olarak kalsın ama meclisi de domine etmesin diye düşünenler de. Bak bunların hepsi yüzdelik.. Sabaha kadar inip çıkıp bütün ülkeyi stresten baş ağrısından hastanelik eden yüzdelikler. 


Hesaba katacaksın. Hepimiz katacağız. İnkar etsen de var olan İslam düşmanlığını, muhafazakar ailelerin chp logolu pp yapan çocuklarını, “lan biz bunlara mı kaldık harbiden”e ikna olup Oğan’a basanları, İnce en azından haksızlığa ses çıkardı’cıları, bir de keşke akpnin aldığı bölgelere yardım yapmasaydık tayfayı ve onlara inat küskünlüklerini vicdanen bırakanları.


Bunların hepsini enine boyuna düşünmeden yorum yapınca komik oluyor çünkü. Herkes kendini uzman, analist sanıyor. Ben de değilim bir şeyin uzmanı, siyaset erbabı. Gördüğümü söylüyorum, birileri görmemekte ısrar ediyor. Chp milliyetçilikten eser kalmayana kadar uzaklaşmasaydı bir şeylerden, genç kitlesi kabinde gülerek mühür kırma videoları çekecek kadar ciddiyetsiz bi noktaya evrilmeseydi, herkes gerçekten öyle ya da böyle tek hedefleri olduğunu iddia ettikleri Erdoğan’ı göndermeye odaklansaydı şu an 2. tur diye bir şey olmazdı. Ne başta İnce ayrılırdı, ne bu kadar Doğu oyuna gerek kalırdı, ne de Sinan Oğan diye bir alternatif çıkardı. Bu çırpınmalar yaşanmazdı, Erdoğan da farklı yollar aramak zorunda kalırdı. Bambaşka bir senaryo, bambaşka denklemler, ona göre de tercihler tabii.


Şimdi elimizde karman çorman fikirler var. Göçmenler bi yere gitmiyor, halk her zamankinden daha katı birbirine. Adaylar tarafında hatalar eksikler gırla. Dünyanın en gergin akşamı geride kaldı, dünyanın en gergin iki haftasına girdik. Ne olacak bilmiyorum. Burada durup daha fazla bir şey yazmadan HAYAT DEVAM EDİYOR modunu açanların kervanına katılacağım sanırım. Saçma sapan beslenerek biraz dizi izliyim önce ama. 👍