Kimi yerlerden yanlışlıkla geçersin, kimilerine uğrarsın, kimilerindeyse sonsuza dek hapsolursun. Hayat sana iğrenç şeyler yaşattıktan sonra güzel tek bir anıya hapseder seni. Göğsün daralsa da, tırnaklarınla kazısan da geceyi orada kalırsın. Çektiğin acı yanında kalır sadece. Sonra yavaş yavaş acıya hapsetmeyi öğrenirsin anıyı. Acı derin bir yara açar. Geçti sanırsın kanar, anıyı seversin acıyla kabuk bağlar. İnsan kendinden gidebilir mi? Ben kendimden gitmek istedim çok kez. Kendime tahammül edemedim. Dış görünüşümü değiştirdim, düşüncelerimi değiştirdim. Kendimden gittim sandım. Seneler geçti. Senelerce kandırmışım kendimi, "kendimden gittim" diyerek. İnsan her şeyi atlatıyor, kendini ne atlatabiliyor ne de kendini anlayabiliyormuş. Ben, kafamdakilerle yeni bir seneye başlıyorum. Bu yeni senede kendimi de, 13'ü de bırakamayacağımı biliyorum. Kendini kafasına hapsetmiş bir 12 var, sevgili 13. Üstelik acıyı daha çok tecrübe etmiş, acıyı sevmiş biri. 13 bana kendimi sevmemi öğütledi, kendimi sevemedim ancak acıyı sevdim. Bir de geceyi. Gecenin güneşini. Gecenin güneşi döndü yüzünü 'Ben ayım, güneş sensin. Işığım senden.' dedi. Yine de gecenin güneşini sevdim.
Merak edersen, 12 daha güçlü. Saç uçlarında yükleri. Bir de aklında on üçü.
Zelis
09.12.24