Öncen ve sonran arasında bir hikmet buldum

denk gelmeseydik bir noktada

aklıma esmezdi doğmak

dizlerinde yaşamış en deli kuşağım

geçirme başımdan kışları

zilli baharları

bir akşamüstü yaşayacağım hepsini birden

vardığım tüm yollar mevsim kapıların

zillerden bıkmak nedir kitap yazacaksın

ellerin bulaşık

saatlerin ters

alelade tüm aşklar gibi acele etmeyiversin ayaklar

hayatın bağcıklarına takılı vermek yatar kahkahalarının sonunda

sürünmem için ne gelir elinden daha

viyadükler dibi görürse alemlerde

fırsat ya ben de Ademim derim

en az onun kadar yalın ve başlangıç

Ve her daim yasağa hazır

bilerek tutunduğum dallar o dallar

haberdar kıymıkları benden

nasıl bir işkence bir adım ziyaden

nasıl anlatayım yoklukla bunu

verin kuşları ellerimde ne kaldıysa

obrukları

yerin yedi kat altını

cehennemi de katarak çabuklaşır yaralarım

tüm bu karanlık yönergelerde

kuyular vardır ışığını düşürdüğün

bütün gebelerin dilinde meşhurlaşır işte o kuyular

muhakkak da meşrulaşır

Ve şirk karışmış düşkünlüğüm

dişlerim sıkışsın yalanlar dersem

hiç abartmışlığım varsa başa dönmeyi hak etmişimdir

öncen ve sonran arasında çok kez yanacağımdır

bir noktada daha karşılaşmazsak eğer.