86

Gökyüzü griye çaldı, Güneş bile ağladı

Her yer çok soğuktu artık; hayvanlar saklandı

Forbereth ve cansız Tuvum öylece kaldı

İlk kar düşerken yeryüzüne bir sessizlik başladı

 

87

Kar taneleri yağarken Lord Forbereth’in üstüne

Yavaş yavaş beyazlaştı ovalar, dağ ve tepe

Böyle başladı Forbereth, hüzünlü şarkısına

Kuşlar, balıklar, atlar, hep beraber ağladı

 

88

“Ey güzel Tuvum Ordellia! Ne acı ölümün tadı!

Bilemezdim olmasaydın ne sevgiyi ne aşkı!

Şimdi senden tek yadigâr damarlarımdaki nektar!

Umurumda bile değil her tarafı kaplasa da kar!

 

89

Seninle yürüdük bu dünyanın dört yanında

Bana şarkılar söyledin o güzel lisanında

Senin sesini duymadan, her yer azap bana

Ne yapayım sarmadıkça beni o zarif kollarınla?

 

90

Ey güzel Tuvum Ordellia! Ne acı sensizlik!

Gözlerinin ışığıyla aydınlanırdı her eşik

Saçların rüzgarlarla dalgalanırdı ne eşsiz

Ve ne güzeldin Ordellia, sensiz her şey eksik

 

91

Vuslatımız ne güzeldi ne zamansız ayrılık!

Batıyor içime hasretin ve ben sensiz kayıp

Dağlanıyor bu kalbim, artık her yer sessiz

Bu ağaçlar öldü artık ne bir çam ne bir söğüt!

 

92

Ey güzel Tuvum Ordellia! Ne acı bu sessizlik!

Sen şen şakırken yanı başımda ahenkli

Yeryüzünden geçti en güzel ve en temiz kalpli

Bir zehir kopardı seni benden kem ve tehlikeli

 

93

Şimdi ne yapmalı söyle ey Güzel Tuvum, canım

Ivum damarlarımdayken yalnız budur avuntum

Hüzün ne ağırmış ve ne kötüymüş bu elem

Gözlerim sanki bir kor ve kalbim ateş parçası

 

94

Ey güzel Tuvum Ordellia! Ne acı bu çaresizlik!

Kimse yok şimdi yanımda, kim ısıtacak beni?

Kim avutacak matemimi ve kim gülecek yüzüme?

Kim benimle dolaşacak ki şu geniş yeryüzünde?

 

95

Ölüm sardı her tarafı, bütün dünya uykuda

Dalgalar da sustu şimdi hatta yüce dağlar da

Hepsi kendi lisanında konuşuyordu şen şakrak

Şimdi hepsi sustu artık yok kimse konuşacak!

 

96

Ey sevgili kardeşim, Nosgometh, sen neredesin?

Doğu’ya doğru gittiğinden beri yüzünü göremedim!

Keşke sen de burada olsan ve paylaşsan üzüntümü!

Güzeller güzeli Tuvum’u ilk ve son kez görseydin!

 

97

Böyle göçtü Güzel Tuvum pek kıymetli Ordellia

Şimdi önümde öyle güzel ve öyle masum yatmışsın

Dünya ağlıyor, ben ağlıyorum ve inan kalbim yanıyor

Senin için ölümsüzlükten vazgeçerdim Ordellia!”

 

98

Karla kaplı her yer ve bembeyazdı dünya yüzü

Ayağa kalktı Forbereth, unutmuştu yürümeyi

Çevresine baktığında sessiz bir dünya gördü

Gözlerinden yaşlar süzülürken, unutmuştu gülmeyi

 

99

Nosgometh duydu şarkısını, tahtında otururken

Duel Forna’da, Karanlık Taht’ta yağan karı izlerken

Kardeşinin acısını ve matemini hissetti

Ne var ki ne bir üzüntü ne de keder bilmedi

 

100

Kalktı ayağa Nosgometh, kar durmuştu şimdi

Lakin her yer bembeyazdı, örtü örtülmüş gibi

Kardeşi Forbereth’in azabına şahitti

Şimdi artık yeniden buluşma vakitleriydi

 

101

Forbereth baktı kayaya, Tuvum’un yattığı yere

Temizledi etrafını kardan ve ağaç külünden

Sonra son bir kez Tuvum’un alnından öptü

Sonra aldı cansız bedenini ve yavaşça ilerledi


102

Dünyanın en yüksek dağına, Nemralin’e doğru

İlerledi Forbereth, kucağında Tuvum’la

Karlar arasında dikilmiş heybetli Nemralin

Karşıladı Forbereth’i soğuk bir kış ayazında

 

103

Tırmandıkça yükseldi yamaçları ulu dağın

Hiçbir canlı basamadı, kayadan kaldırımlara

Matem Mevsimi gelip geçse dahi karlar kaldı

Başı beyazdı Nemralin’in her mevsim ve her an

 

104

En tepesi gözükmüştü Forbereth’e ulu dağın

Birkaç arşın daha gitti ve en sonunda vardı

Burada durdu Forbereth, altında bütün dünya

Gökyüzünde dağılmakta şimdi karlı bulutlar

 

105

Lord Forbereth burada büyük bir mezar yaptı

Güzel Tuvum’u kristalden bir tabuta kapattı

Kıyamete kadar burada bozulmadan kalacaktı

Lord Forbereth bu mezara Hal-Endelon adını taktı

 

106

Kristal Mezar, Hal-Endelon, Nemralin’in zirvesinde

Gün dönümünde, akşamüstü ve Güneş parladıkça gökte

Gözünü alır yolcuların, gezginlerin bir süre

Kimse ulaşamasa da parıldar eşsiz güzellikle

 

107

Son kez baktı Lord Forbereth sevgilisi Tuvum’a

Dedi “Ey narin sevdiceğim lanet olsun bahtıma!

Keşke yatsam sonsuza dek öylece yanıbaşında

Hal-Endelon, yüce Nemralin, konak olsun Tuvum’uma!”

 

108

Böyle bitti Matem Mevsimi, bulutlar da dağıldı

Güneş tekrar gösterdi yüzünü, toprakları ısıttı

Şimdi yorgun dünya üzerinde tek bir yeşil yoktu

Hayvanlar çıkarken yerlerinden karlar aşındı

 

109

Lord Forbereth yavaş yavaş indi Nemralin’den

Keder ve hüzün hiç bırakmadı peşini ilerlerken

En sonunda bastığında düz toprağa yeniden

Karşısında gördü kardeşi Nosgometh’i ileriden