Sık duyduğumuz ama önemsemediğimiz bazı cümleler yıldırım gibi düşer bazen hayatımıza. Ben bu cümlelerden birini kendim mırıldanırken fark ettim ki fark ettiğim anda o yıldırım tam üstüme düştü. "Orta şut karışımı bir top... ve gol!"                                  Evet sık duyduğumuz bir futbol jargonuna dönüşen bu cümle hayatımı bir süre işgal etti.  Gönderilen bir top var ne orta ne de şut. Bilinçli bir insan ayağında top kararsızlıkla içeri gönderiyor ve jeneriklik bir gol oluyor bu toplar genelde.                        Hayatımızda da buna benzer ama genelde hedefe gitmeyen atışların olduğunu biliyoruz. Akıl başında evet, konuşabiliyorsun, eylemlerini kendin seçiyorsun eh ona da evet. Kararsızlıkla ne yiyeceğini düşünürken aldığın bir kitap hediyesi ve aldığın kişinin o yazardan bilmem kaç mil uzak olması. Aklını kurcalayan ve beyin kıvrımlarını iyice yakıp tutuşturan bir şey düşünürken başta doğru yol olarak bildiğin yolu yürürken evlerden ve kaldırım taşlarından yolunu şaşırdığını idrak ettiğin o an.                                  İnsan düşünür de düşünür, ama düşünürken sadece düşündüğü şeyi düşünürse savrulmamış olur. Düşündüğü şeye odaklanıp belki de ona dönüşmesi insanı insan yapan ana unsurdur. Kararsızlık yolu unutturur. Bunun içindir ki orta şut karışımı diye bir şey de yoktur. İnsanın düşünceler arası anlık savruluşları vardır. O savruluşlar hedef dışılığa mahkumdur.         O halde orta şut karışımı bir top ama gol değil. Çünkü hayat futbol sahası değil.