Bu ilginç, aynı zamanda komik olay Hızır İlyas Efendi’nin Letaif-i Enderun’nun da geçiyor.
Habeşistan’da yakalanan bir zürafa, Mısır’dan deniz yoluyla İstanbul’a gönderilir. Meraklılar, İstanbul’da benzeri görülmemiş bu hayvanı görmek için can atmaktadırlar. Zürafayı iskelede kalabalık bir topluluk karşılar.
Enderun ağaları, tantanalı bir biçimde padişahın huzuruna çıkartılan zürafayı seyretmek üzere Beşiktaş sahilindeki Çinili Meydan'da toplanırlar.
Zürafayı şaşkın gözlerle seyretmekte, bir yandan da Allah'ın kudretine şaşmaktadırlar. Başı öküze, boynu deveye, gövdesi ise kaplana benzeyen bu ”beygir”in kimliği, ağalar arasında ciddi tartışmalara yol açmıştır.
Zürafa, padişahın 27 Kasım günü buyurduğu fermanla görücüye çıkar. Hayvanın, ağaçların yapraklarını yiyişi hayranlıkla izlenirken, İstanbul esnafından Habeş Ahmet Ağa adlı birisi, hazırladığı senaryoyu başlatmak üzere bağırır: "Zürafa müteyemmen (uğurlu) ve mübarek bir hayvan olup onu eliyle tutarak bir kere gezdiren Müslüman, yeryüzünde hiçbir zarar ve ziyan görmez."
Sonra da hayvandan çok korkan Abdi Bey'e doğru bakarak şunları söyler: "Haydi, Müslüman olan gelsin, zürafayı şöyle bir gezdirelim. Kim bu hayvanı gezdirirse cennete gidecektir." Padişahın "memuldür-cesaretlidir" sözü üzerine kendini eller üstünde bulan Abdi Bey, zürafanın üstüne oturtulur.
Abdi Bey'in yalvarmalarından, yakarmalarından korkan zavallı hayvan, huysuzlanarak İshakiye Köşkü'ne doğru koşmaya başlar. Bu sırada Abdi Bey'in padişaha seslenişi duyulur: "Ahret hakkını helal eyle efendimiz. İlk menzilimiz ecel beşiğidir. İşte bindim gidiyorum. Elveda."
Büyük bir olasılıkla "Bindim bir alamete, gidiyorum kıyamete." sözü zürafa sırtındaki Abdi Bey tarafından söylenmiştir.
Meltem sümer
2022-08-12T00:53:18+03:00Değişik bir bilgi.Arkadaş ortamında anlatmalık :)
Melis Yüksel
2022-08-07T20:05:02+03:00İlginç bir yazı keyifle okudum:)
ceresaki
2022-08-07T20:00:26+03:00eğlenceli bir metin olmuş, teşekkürler :)