Öteki Aslanlar kızıma 4-6 yaş aralığında sık sık okuduğum, her okuduğumda beni hüzünlendiren bir masal kitabı. Masalda yer alan “Ama bazen evini terk etmen gerekebilir. Onu ne kadar seversen sev, yaşadığın yer seni mutlu etmeyebilir… Bu durumda gitmek gerekir...” gibi cümleler; bana ülkelerinden savaş, ekonomik kriz veya baskıcı yönetimler yüzünden ayrılmak zorunda kalan ve daha iyi bir yaşam için yollara düşen insanları hatırlatıyor. Tam sınırdayken son bir kez dönüp yurduna bakan, belki bir gün aydınlık yarınlarda yeniden kavuşmak üzere ona veda eden mültecileri… Denizleri, can yeleklerini, botları!
Kitapta, yaşadıkları ormanda çıkan yangın sonrası göç etmek zorunda kalan aslan ailesinin zorlu yolculuğu ve varış noktasında kendilerinden farklı olan diğer canlıların onları kabullenme süreci anlatılıyor. Gönüllü veya zorunlu göçten sonra vardıkları yabancı topraklarda var olmaya, tutunmaya çalışan tüm göçmenler gibi!
İçinde bulunduğumuz çağın en büyük sorunlarından biri olan göç dalgaları ve ülkelerin bununla baş ederken kimileyin uyguladıkları acımasız yöntemler üzerine çokça düşündüğüm, aslında dertlediğimden ötürü Öteki Aslanlar benim için ilk okuduğumdan beri gözümde biriken yaştır. Okurken kızımdan sakladığım! Sonra ne zaman okusam masalın göçü anlatan sayfalarında hep aynı hüznü yaşarım!
Masalda, mavi tüylü anne aslan ve yavruları yorucu bir yolculuğun sonunda nihayet bir ormana varıyor fakat ormanın kralı kırmızı parlak tüyleri olan aslan onları farklı göründükleri için istemiyor. Diğer hayvanlara göre görkemli bir görüntüsü olan ve çevresini küçümseyen aslandan tüm hayvanlar çekiniyor. Fakat içlerinden birinin cesareti diğer hayvanları harekete geçiriyor. Bu kibirli ve güçlü aslan karşısında birçok hayvan misafirlerin ormanda kalması için birleşiyor tıpkı haksızlık karşısında birlikte hareket ederek kazanan topluluklar gibi, onlar da ormanın kralına karşı galip geliyor. Beni duygudan duyguya sürükleyen masal nihayet baba aslanın da ailesine kavuşmasıyla son buluyor.
Öteki Aslanlar, farklılıklara saygıdan birlikte hareket etmenin önemine kadar bir çok konuda toplumsal mesajlar içeriyor. Kitabın son sayfalarındaki “Dünyada hiçbir orman, hiçbir toprak parçası, gökyüzü ya da denizin sahibi yoktur. Onlar hepimizindir…” cümleleri; çocukların zihinlerine, var olanı paylaşmak adına bir güzel mesaj daha bırakıyor. Öteki Aslanlar’ı okuyun, güçlü olduğu için başkalarının yaşamı üzerinde hakkı olduğunu iddia eden karanlık kalplilere karşı aydınlık yarınlar için okutun!