Ne güzel bir şeydir aslında yorgun ayaklar için. Bir ara vermek gibi hayata. Koşuşturmacadan kurtulup kendini bir yere bırakmak. Güvenmek, seni taşıyacağına inanarak ona bırakmak kendini. Durmak, kendini güvende hissetmeden nasıl durur insan? Nasıl durup rahatlayabilir, kendini kendine ait ayakların dışında bir yere emanet ederek ağırlığını oraya bırakır? Dünyada yaşayan yedi milyar insandan kendisine düşen atmosfer basıncı ile birlikte ağırlığını her zaman taşımak zorunda kalmaz böylece. Sanki sadece ayaklarından değil omuzundan da atılmış olur o yük. Güven duymaktır, kendini emanet etmektir. Vücudunu taşıma görevini başka bir nesneye bırakır böylece. Yavaşlamaktır, sakinleşmektir... Bazıları için en çok yaptığı şeyken, bazları için gün boyu özlenen şeydir. Ya sebebi, sebebi ne kadar önemli?


Bazen muhabbettir, ve belki de en değerlisi budur. Hemhal olmak için durur insan, emanet eder vücudunu nesneye ve kalbinden geldiği gibi konuşur. Duygularını döker, yüklerinden arınarak kendini kendine odaklar. Yürümenin o karmaşasından kurtulmuş durumda, adımlarını nereye basacağını düşünmeden, karşıdan gelen insanı değerlendirmeden, gelecek adımını planlamak zorunda kalmadan, sakin ve yerleşik durumda odaklanır kendine.


Bazen çaresizlikdir. Koşuşturarak çabalamasının ardından gelen çaresizlik. Belki yıllardır uğraştığı işin olmaması, bazen hastane acilinden duvara dayanarak yapılan çaresizliktir. Elden bir şey gelmemesidir, durmaktan başka bir çarenin olmaması durumudur. Amaç sakin olmak değildir belkide ama, sonuç ses çıkaramamaktır. İşte o noktada güvenmekte gerekmez, olduğunuz yerdir nesne. Kendinizi bırakarak olur, öyle sağa sola oynayarak yerleşme şeklinde değil. O noktada o yedi milyar insanın her nefes alışı dolar beyne, vücut sanki yaşayan herkesi taşıyormuşcasına yavaşlar, ağırlaşır, sessizleşir. O noktada bir eylem değildir yapılan, bir zaruret bir mecburiyettir.


Bir sonu yok yazının, tıpkı birçok eylemimiz gibi. Her zaman değerini bilmesek de basit bir fiil olsa da, bazen bizim için en değerli şey olan(lar)'dan bir parça... belki gerisi gelir, belkide yazıdaki tekrarlardan anlaşılan yazarın karmaşıklığı buna engel olur.


17.12.2011, 19:05


Yazara eşlik eden müzik: Lykke Li -Tonight