Kim bilir belki ben de ölmezdim.

Kanatlarımı kırmasalardı.

Aslında ben,

Çok çabalamıştım rüya görmek için.

Gecelerimi çalmasalardı.

Benden bir insan olacaktı,

İyi bir insan belki.

Belki yaşayan bir insan.

Yalnızlık Allah'a mahsustu hani?

Ruhum yalın ayak kaldı ve üşüyorum.

Bir yaz günü,

Aylardan haziran.

Kaldı 97 yılının 16'sına kaç gün bilmiyorum.

Yalandan doğacağım dünyaya.

Yalandan ağlayacağım canlıyım diye.

İlk adımımda düşeceğim,

Yaşlanırken bu gencecik yaşımda,

Sanki hiç düşmeyecekmişim gibi,

İlk düşmeyi öğreneceğim.




Kaç hatıranın kafesine kitleyeceğim kendimi?

Sanki hafızam iyiymiş gibi,

Anılarla zehirleyeceğim kendimi.

Sanki öğünlerim zehirsizmiş gibi.

Benden bir çocuk olacaktı.

Gam ve kederle çok geç tanışacak bir çocuk.

Ama yoksulluğu kış günü kesilen doğalgazla tanıdım.

Ve hayatımda ilk kez kazandığım kağıt parayı,

Bir gece gizlice babamın cebine yerleştirdim.

Tüm borçların ödeneceğine inanmışlığımla,

Öyle betimlenemez bir gururla uyudum o gece.




Ben çocuk kalacaktım 2000'lerde.

Eğer o kavga seslerini duymasaydım.

Uykularımı ne idiği belirsiz periler götürmeseydi.

Uyuyacaktım ve duymayacaktım.

Sessizliğin hüzün olduğunu bilmeyecektim,

Susmuş birinin yüzünü gördüğümde,

Mektup yazıp o yeni yetme yazımla,

İyi olması için pozitif hikayeler anlatmayacaktım.

Eğer bana izin verselerdi,

Yalnızca dizim kanayacaktı,

Öpünce biri geçecekti.




Yanlış kararların bedelini ödüyorum.

Geride kalan madalyalarımla şimdi,

Boynuma bir daha asılmayacak başarılarla,

Gururlu vazgeçişlerimle,

Ait olduğum çöplüğü kendim seçecektim.

Kimse parıldayan yanlarımı bilmeyecekti,

Bilenler çoktan unuttu.

Ben hatırlıyor muyum ki?




O liseye hiç gitmeyecektim.

Hiç sanmayacaktım Allah'ın beni davet ettiğini.

Hayal kurmayacaktım bir grupta solist oldum diye.

O isyankar metal müziğin ne kadar dürüst olduğuna,

Bu kadar kaptırmayacaktım şu topraklarda.

Damgalanmayacaktım asi ve özgür diye.

Halbuki hiç,

Özgür olabilmiş miydim?

Bu çirkin prangalarla?




Aşık olmayacaktım hiç.

Beni sevdiklerini sandığım zamanlarda,

Sanki sevgiye asla layık değilmişim gibi,

İnançsızlığımla dolu güvensizlikle,

Lütuf etmişler de sevmişler beni diye

Zihnimde tanrılaştırmayacaktım onları!

Koşulsuz kaptırmayacaktım kendimi.

Çünkü ben hep,

Kanayan dizimin yaşındaydım,

Öptüklerinde geçecek sandım.

Kurbağa prenses,

Bilmem anlatabildim mi?




Bir genç kadın olacaktım eğer hızlı yaşamasaydım.

Şimdi 2013 yılından başlamış bir yangının,

Yüzümde oturmuş ihtiyar ifadesiyle,

Kırışıklık kremlerinden medet umuyorum.

Hiç fark etmeden veda ettiğim minyonluğumdan,

Milyon kere özür dilerim.




Şimdi elimdeki birayı sıcak içiyorum.

30'a 5 kala gün sayıyorum.

Terlemiş avuçlarımla bu yorgun şiiri,

30 yaşıma yazıyorum.

Tenimdeki her yorgunluk izini,

Silecek bir BEN için güçleniyorum.

İtiraflarımla üşüyorum şimdi lakin,

Bir gün doğacak güneş için,

İnanıyorum.

Yeni yaşım beni güzellikle sar diyorum,

Çekingen ve eğreti...