İnzivaya dönük yüzüm metrekareye sığdı hüzün

Gökkuşağı soluk ve renksiz hayaller mesnetsiz bugün

Gerilmiş bir yay içimde çığlıkların en gürü

Neyse saklıyorum kararınca dünü


Yol çizgilerini saymak pek akıl kârı sayılmaz bu denli hızlı akış

Çünkü ölüm karanlık bir yarış

Aklımın koğuşlarına misafirim dört bir yanım çığlık

Kıstırılmış birer av iken cümlelerim ilham kulaklarımda yankılanan yalancı bir ıslık


Keman sesiyle karışık hüznüyle barışık sığ denizde bir balık

Bilse bile yanacağını o hep oltaya aşık

Akıl kârı olsaydı eğer şaraba sarılıp uyurdu göz çukurlarından taşıp

Kendine anlatmaya başladığında yalnızsın saatleri sayıp


Duyamadıysan martıların çığlığında özgürlüğü işte o zaman karanlıksın

Gökkuşağında görmek istediğin siyahsa umut inancını yitir

sen de boşa akan bir zamansın


Bu ameliyat beni öldürmeden patika hayallere beton dökülmeden

Saçlarımı tara

Son uykuma böyle dalmalıyım ellerinden