Bu günlerde ülkece hatta dünyaca birçok kısıtlamaya uymak zorundayız çünkü biliyoruz ki bizi kısıtlayan bu kurallara uymazsak hasta olup hiçbir kurala uyamayacak hale geliriz. Benim anlamadığım birkaç nokta var, bu kısıtlama ve özgürlük konusunda. İnsan içinde bulunduğu durumu tahlil edip kendisine zarar verecek, kötü olandan kaçınmak için kendi koyduğu yasalara uyuyor ama gel gör ki daha yaşamadan bize zarar vereceği bildirilen ve hüküm koyulan yasalara uymaktan kaçıyor. Bu yasaların en büyük özelliği ise sadece bize kötü olanı bildirmek değil sonra iyinin olması için ne yapmamız gerektiğini de bildirmesi.


Kısıtlamadan başlamışken esaret geliyor ilk akla ve ondan sonra doğal olarak özgürlüğü düşünüyor insan. Özgürlüğün ne olduğu çok su götüren bir konu ama bence kendimizden başlamalıyız. Eğer özgür değilsen bil ki seni ilk esaret altına alan kendinsin. Bizler en basit isteklerimizin karşılanmasını özgürlük zannediyoruz oysa çoğu isteğimiz özgürlüğümüzü kısıtlıyor. Oyun, eğlence ve heveslerimize kapılıp istediğimizi yaparak güzel yaşadığımız ve özgür olduğumuz havasına kapılıyoruz. Kapıldığımız bu hava bizi sürüklüyor da sürüklüyor ömrümüzün sonuna.


Özgürlüğü sistemle anayasayla gelenekle savaşarak arayan, yaşam tutkusu adı altında öne çıkan cinsellik ve uyuşmanın her türlüsüne esir olan bir topluluk örneği var aslında. Beat Kuşağı. Dünyayı birçok alanda etkiledi, bu alanların başında ise sanat ve edebiyat var. Kökeni arapça olan edebiyat kelimesi edepten gelir edebin var olması için ahlakın var olması gerekir evrensel ahlak ise bizi halk eden varlıktan gelir. Beat kuşağı için bence bu cümle yeterlidir.


Böyle diyorum diye sanmayın sadece kötü yanlarının olduğunu iyi yanları da var. Bize istediğini yapmanın, gereğinden fazla, şekilce, anlamca bozuk eğlencenin ve doğaçlama yaşamanın ileri seviyede ne kadar aşağı ineceğini gösterdiler. Saygı duyuyorum sonuçta herkes istediğini düşünmekte ve yaşamakta özgür. İnsanlar kendi esaretinden kurtulmadan dışarıda özgürlük aradıkları müddetçe esarete mahkum kalacaklar. Tabii, her zaman ve her konuda olduğu gibi daha çok söylenecek söz var.