Tercih yapabildiğin ve seçeneklerin arasında dolaşmaya başladığın an irade sahibisindir; kendi düşüncelerini tanıyıp onları yönlendirebildiğin zaman ise kendinin hakimisindir. Bu, bir toplumun idaresinden bile çok daha çetin ceviz bir durumdur.


İnsan, en çok kendine esir olmaktan korkar. Bilir ki, en tehlikeli düşman bile kendisine yapabildiği gaddarlığı yapamaz. Nitekim insan, en büyük kötülüğü yine kendi kendine yapar. Düşünceleriyle adeta yiyip bitirir kendini. Halsiz düşene, uyuyana kadar yapar bunu. Ve en sonunda da affeder. İnsanoğlu böyledir; başkalarına sarf ettiği kini ve öfkeyi kendisine yapamayacak kadar korkaktır. Acaba bilir miydi ki, insanın en çok kendisi tarafından yaralandığını?


Ben, kimim?

İnsan, en çok da bu soruyu bilmeden karşısındaki insanları tanımaya çalışır. Halbuki kişi kendini aydınlatmadan başkalarını karanlığa itmekten asla çekinmez. Önce özünü bilmeli insan. Nitekim özünü bulmuş biri, kendisi gibi olan insanları bulmakta gecikmez.