Sevda ufkunda rengarenk

En taze kokularıyla çiçekler mağrur

Rüzgarın dedi deli estiği akşamlarda

Aşkın dökülüyor gözlerimden yağmur

Damla damla dökülen inciler misali


Rıhtımda bir gemi gelip geçiyor

Ansızın uçuyor bir yerlerden kuşlar

Gece yuvasını bulamayan martı çığlığı

Eski bir söz takılıyor aklıma

Aşkımız uğruna dinlediğimiz şarkılardan

Nağmeler sızıyor yanaklarıma

Kirpiklerimin paslı keman tellerinden


Baharın başlangıcında kuruyan bir ağaç gibi

Bir yaz sabahı kış uykusuna yatıyor bir ayı

Geçiyorum karın diz boyu olduğu çöllerden

Tertemiz bir yüz takılıyor gözlerime

Annesini kaybetmişçesine ağlıyor durmadan

Yeşil yağmurlara inat güneş açıyor

Uzaklarda kalan gözlerinde


Bahçemizden bir yaprak çok direndi

Dayanamadı o da düştü sonunda

Daha dün ektiğimiz çimlerin üstüne

Parmaklarımın uçlarından sevda damlıyor

Hoyrat rüzgar olmak istiyorum

Uçurmak istiyorum aşkın göğüne

Kollarımdaki küçük kanatlarla kendimi



(Şiirin Hikayesi: Edebiyat hocamız ders esnasında on beş dakikalık süre zarfında şiir yazma yarışması yapıyoruz, süre başladı dedi. Ve on beş dakika sonunda benim defterimde bu dizeler vardı.)