Gidersen götüreceğin kıyafetler vardır hani

Ne zaman gideceğin belli değildir

Ha üç gün sonra ha beş gün

Ama gideceksin ya

Asla giyemezsin onları

Bir çift çorabı bile

Yıkansa da kurumaz endişesinden

Ama gel diyen olmaz

Kaç defa daha kururdu kıyafetler

Kurumaktan rengi bile solardı kumaşların

Gel denmesini bekleyen çamaşır iplerinde

Denilmese de gidilir mi?

Ben olsam kesin giderdim

Ben, ben değilim demek

Yok hala giderim aslında

Da gider miyim bilmem

Teklifsizliğimi öldürdü

Bütün bu teklifsizlikler

Bir serseri bile bazen ihtiyaç duyar

Serseriliğin teklifine

Bir çay insanı bile

Bazen bir kahve teklifi bekler

Çay insanları kendilerini hep gösterir zaten

Sevgilisi uzakta birinin duruşunu uzaktan anlarsın

Gözlerinde aranan bir keder bulunur

Bütün kahvelerin tadı biraz bozuktur

Mesela biri gel dese

O hiç düşünmeden gider eminim

Sigarayı uzun uzun sıvazlayışından belli

Ve bir günaydın bekleyişinden

“Günaydın sevgilim, hadi gel.”

-Geliyorum.

Hepsi bu.

Sen bana bakma ben bir yerde oturur

Günü doğurup batırırım

Gelen giden her yüzden

Bir şiir çıkarırım

Bazen cılkı çıkar yazdıklarımın

Sen gel deme bana

Gel denmesi bana hiç yakışmaz

Biz özlemlerde buluşalım