Dünyaya sorsan güneş doğmuş

Dışarı bakıyorsun hava aydınlık

İnsanlara sorsan sabah olmuş.

Ben sabahı hissedemiyorum

Sanki uzun bir gecede tutsağım.

Benim gecemde sokak lambaları yanmıyor

İnanır mısın benim gecemde yıldızlar yok

Benim gecemde ışık yok

Bir, ay var o da sembolik

Ben ayın yerine seni koydum

Karanlıkta odama giren birkaç ışık hüzmesine

Senin adını verdim


Benim sokaklarım yalnız,

Sen yoksun diye kimsesiz.

Benim evlerimden yemek kokuları gelmiyor

Benim evlerim bile yalnız

Kim vurdu bilinmez bir kurşun sesi ile kanıyor ara sokakta birkaç umut tanesi.

Benim sokaklarımda çocuklar açlıktan ölüyor

Benim sokaklarım ağlıyor.


Mutlu satırlara yer veremiyorum yazdığım hiçbir şeyde

Her nefesimde bir damla eksiliyorum hayattan

Sorsan onlara nefes almadan yaşayamaz insan

Ben ilk nefesimi gözlerinde aldım

Şimdi boğuluyorum yok diye gözlerin

Sen oralarda bir yerlerde mutlusun,

Ben her gece biraz daha ölüyorum.


Bir uçurumun kenarında sana tutunuyorum

Görmüyor, hissetmiyorsun ellerim kayıyor.

Beni yukarı çek diye yalvarıyorum,

Beni ışığa çek diye ağlıyorum.

Aşağısı her gün daha güzel gülüyor bana

Sen her gün daha körsün bana

Tut elimden, yukarı çek beni

Ben karanlığın gülüşüne kanmadan

Işıkla tanıştır beni.


Yürürüz seninle sonu bilinmedik bir yolda

Olur da biterse yol ellerimiz birbirini tutar

Çiçeklerle dolu bir yol doğar parmaklarımızın buluştuğu yerden.

Yol biter de parmakların parmaklarımı terk ederse unutulur, yok oluruz.

Ben seni yine de unut(a)mam,

Her çiçekte kokunu arar,

Gördüğüm her kelebeğe seni sorarım

Bir günlük ömürlerinde yüzlerce ömürlük

güzelliğini anlatırlar bana.


Gece, seni bana fısıldar

Yağmurlar, beni sana anar

Olur da hatırlanır, tekrardan var olursak

O gün sabah olur, güneş tepeden parıldar

Günün sonunda tutsak olduğumdan değil,

Beraber yıldızları izleyelim diye gece olur

Ben gözlerinde soluklanırken

Yağmur hiç olmadığı kadar güzel yağar.