'Web'de Pan'ın Labirenti' Kısaca;

Pan'ın Labirenti (İspanyolca: El Laberinto del Fauno), yönetmeni Guillermo del Toro olan fantastik film.

10 yaşındaki Ofelia, hamile ve hasta olan annesiyle birlikte 1944 yılında İspanya İç Savaşı sonrası yüzbaşı olan üvey babasının yanına taşınır. Ofelia ve annesinin yeni taşındıkları bu ev aynı zamanda orman içinde bir karakoldur ve arka bahçesinde esrarengiz bir labirent vardır. Labirentin içerisindeki Pan adındaki gerçeküstü bir yaratık, küçük kızın tüm yaşamını değiştirecektir.


Film, fantastik bir kurguyla İspanya İç Savaşı'na ait gerçekçi ve siyasi bir arka planı birlikte başarıyla işlemiştir. Javier Navarrete'in hazırladığı müzikler ve soundtrack albüm de büyük ilgi görmüştür.


Yabancı film dalında 3 Akademi Ödülü sahibi olan film, yerli ve yabancı çeşitli festivallerden 68 ödül almış ve 58 ödüle de aday gösterilmiştir. Bu özelliğinden dolayı son dönem İspanyol sinemasının en başarılı filmlerinden biri olmuştur. Ayrıca film, yılda 42.6 milyon dolar kazanarak Guinnes World Records 2008 kitabına geçmiştir.


Filme Dair Kısa Bir Değerlendirme

(1)

Masallar hakkında birkaç şey anlatayım; birçoğumuz için masalların yetkili kaynağı Walt Disney.

Pamuk Prenses, Külkedisi veya Oz Büyücüsü gibi filmlerde halk masallarını uyarlayarak ve uyarlamaları kopyalayarak bunu yapardı. Bu film ise yeni bir ortam oluşturularak yapıldı. Fakat yine de Disney’in bu hikayelerin orijinal versiyonlarına sadık kalması gerekiyordu. Fakat Grimm Kardeşler tarafından popülerlik kazandı bu durum. Disney ise İzleyiciler için baskıdan sinemaya geçişi mümkün kıldı. Hatta bir kitabın açılmasıyla filmlerine başlayacak kadar ileri gitti.

Bu yüzden Disney akıllıydı. Filmleri her zaman klasik olarak kabul edildi.

Filmleri genellikle 19. yüzyıl muhafazakar ve ataerkil değer sistemini işledi. Masalı belirli bir sınırda tuttu.


(2)

Bu tarz anlatılarda, hikaye iki paralel anlatıya dönüşür. Büyülü arayış ve politik drama. En önemlisi bu anlatıların hiçbiri diğerine indirgenemez. Guillermo del Toro ise bu sınırlandırmaları patlatmaya çalıştı. Ve bu hikayeleri yeniden bağlamlaştırarak (sosyolinguistik) yaptı. Tek bir kaynaktan çekmek yerine birçok kaynaktan çekti. Nitekim başarılı da oldu.

Guillermo del Toro canavarlara kafayı takan yönetmen olarak bilinir. Bu benzetmeye bir parantez açan Del Toro için bu hayatta tek bir canavar var ve biz ona "insan" diyoruz. Del Toro imzalı birkaç film izlediyseniz o filmlerdeki canavarların yırtıcı ve korkutucu olmadığını görmüşsünüzdür. Bu nedenle kendi alanında klasik anlatının dışına çıkabilmeyi başaran ender yönetmenlerden biridir.


(3)

2006 yapımlı olan, Guillermo del Toro imzalı film; dili İspanyolca olan dram-fantastik türünde bir sinema filmidir.

Filmin başında Ofelia’nın öldüğü sahnede burnundan akan kan geriye alınarak film başlar. Filmde en büyük tema ise itaatsizlik diyebiliriz. Ve birçok masalda eylemi harekete geçiren şey itaatsizlik temasıdır. Asiler, Mercedes, Ofelia vb. birçok karakterin itaatsizlikleri vardır.

Her masalda bir son vardır. Fakat Del Toro bazı şeylerin devam edeceğini anlatarak başa dönen bir süreçten bahsederek bunun olmadığını savunmuş. Ofelia’nın filmdeki sonunun onun yeraltı dünyasındaki hayatının başlangıcı olduğunu, yer üstündeki hikâyeninse döngüsel olduğunu görüyoruz. Film böylelikle klasik hikâye kalıplarının göstergesi olan keskin bir sondan kurtulup başın ve sonun birbirini takip ettiği bir anlatıma kavuşuyor.

''Sofra, ayakkabılar, iki tane üzüm, iki tane peri, Yahudiler, saat, Kronos, çocukları, açgözlülük'' vs. gibi metafor ve imgeler filmi anlamlandırabilmek için araştırılması gereken şeyler. Yönetmenin ise bu noktada çok derin bir çalışmanın içinde olduğu ve birçok yan temadan beslendiğini görebiliriz.



Kaynak:

Vikipedia

Film Günlüğüm (Sezer Baydar)