Balerinin topuklarında değildim, hep parmak uçlarında ezildim.

Çaykovski, Beşinci Senfoni çalınsın isterdim.

Dileklerimin de ezileceğini nereden bilecektim?

O dans ederken ben sessizliği dinlerdim.

Çünkü ancak orada kendi kimliğimdeydim. 

Balerin her havalandığında yere çakılan da bendim.

Sahne ışıklarının gölgesiyle karışan da...

Sahi, bir balerinin elbisesi kadar bile değer görmedim.

Niye görecektim ki? Ütülenen değil, yıpranıp eskiyendim.

Oysa onu dengede tutan değil miydim?

Onunla bütünleşmek, ondan bir parça olabilmek istedim.

Çünkü gösteri bittiğinde alkışlanmaya yüz tutmuştu hayallerim.