çocuktum

-evet evet ben bazen çocuk bile oldum-

o zamanlar haftalar bir gün

zaman arabımızın benzini kadardı

-hiç attilâ ilhan kadar olmayacak olsam da-


çocuktum

-kar yağdığında hep hasta olurdum-

haftanın bir günü pazar

geri kalan günleri pazartesi telaşı

-babam ismet özel dizeleri kadar memurdur-


çocuktum

-televizyon izlemeyi severdim-

orada gördüğüm her ailenin komşularıyla

pazar sabahları piknik heyecanı başlardı

-bizimse komşumuz ebe hayriye-


sonra bir gün

-karnemin hepsi beşti-

hiç olmayacak bir şeymiş gibi

çok olağan bir şey oldu

-fakat hiç piknik çantamız olmadı-


o gün

-bazı günleri hiç unutmadım-

elimizde poşetlerle çıktık kapıdan

arabanın marşı duyuldu

-nâzım'dan bir şiirin içindeydik-


galiba

-unutmadım sadece hatırlayamadım-

kardelenlerin yerini alan kır çiçeklerinin

sezen'den bir şarkıyı söylediği bir yerdi

-menzilimizde kan sesleri-


ve ben

-unuturum sandıklarımı hep defterime yazdım-

bir şiir bile okumadan

o kır çiçeklerini sevdim

-kendimi sevmeyi bir türlü öğrenemedim-


bir pazar günüydü.