Herkesin tezgahında aynı postlar.

kavrulmuş yalanlar,

Doğranmış hayal balıkları,

Pazardaki herkes açlıktan bir birine saldırıyor.

Kimi balıklara, kimi yalanlara kimi de insanlara...


Lapa lapa kar yağıyor bu gün pazara,

Şu köşe de karton üzerine oturan Elmacı Hasan amca

Lapa lapa kar yağıyor bu gün pazara, soğuk boğaz kesiyor;

Ve elmacı Hasan amca'nın üzerinde montu yok.


Hasan amca diyorum kendimce , neden buradasın acaba...

Neden kimse seninle ilgilenmiyor ve sen burdasın

Neden hayal değil de yalan değil de elma satıyorsun?

Sen neden bu pazardan alış veriş yapmıyorsun?


Kaldırdı baktı yüzüme başını Hasan amca, duyarcasına beni

Üşümüş yüzüyle, keskin gözleri ile öyle sıcak tebessüm ediyordu ki

İnanamadım, bakmaya doyamadım, inanamadım.

Ne kadar güçlüyüm görüyor musun diyordu adeta...


Hasan amca yüzüme öyle bakıyordu ki,

Nere de hangi pazarda olduğumu unuttum.

Unuttum ilk cümlelerimi ve diğer sahtekarları,

Huzurla doldum. Aldım. Huzur aldım bu beyefendiden.


Soruyordum ya kendimce, neden diye...

Sorduğuma utandım. Huzurla ayrılabilirdim artık pazardan.

Hasan amca bana elma satmamıştı elma işin süsüydü

Bu yaşlı beyefendi bana huzur sattı üstelik ücret almadan.

Pazarınızdaki Hasan amcayı bulmanız dileği ile...


--------------------------------------------------------------------------------

Onu bulun. Pazarınızda gördüğünüz,

her şeye ve herkese rağmen.

Hasan amcanızı bulun , ellerini öpün.

Selamlayın başınızla o erdemli insanı.

Sadece iyiye odaklanın, temize...