bu ipek tenli hayasızların
tenleriyle buluşma hırsı
radikal olarak beni
büyük bir yıkıma uğratacak
inkar edemiyorum
slavların tohumlarına olan düşkünlüğümü
tüm bunlar sessiz sedasız
bilinçaltıma işlenmiş olabilir
biliyorum
nefsimin peşine takılmış bir casus var
fakat adli bir tarafı yok bunun
olaylara korkak bir şair edasıyla yaklaşmak istemiyorum
ama beni şüpheye düşüyor her şey
akşamları yatağa çırılçıplak giriyorum
yastığımın altında bir luger da yok üstelik
biliyorum son yirmi yıldır
kendimi fiyakalı bir kalıba sokamadım
bedenim soğuk iklimlerde
terlemek arzusuyla
yanıp tutuşurken
kader karşıma
karanlık ve ucu bucağı olmayan
kapılar çıkartıyor görüyorum
ve ben ucunda ölüm olsa bile
artık o kapılardan geçmek istemiyorum
fütursuzca
pespempe rüyalar görmek varken...