Azizem,

Oturduk ve tüm dünya seni konuştuk.

Ki bazılarının sebeb-i güzelliğinden,

Ayakları yerden kesildi,

İsa gibi arşa ulaşmak istedi.

Gökyüzünde görünen Ayısıt değil

Sevgilim,

Zat-ı şahanendi.

Bir bahar bahçesine sahip diz kapakların

Ve heybetli dudakların.

Ah sen yok musun, 

Varlığınla tüm kadınlara küfrün.

Azizem,

Oturduk ve tüm dünya seni kıskandık.

Artık çocuklar, sen olma hevesiyle doğuyor.

Ruh eşim,

Mavera hep senin renginden boyanıyor.

Dinlediğimiz tüm güzel şarkılar

Senin tonundan besteleniyor.

Bilirsin, güzel olan ve güzellik senindir.

Hem nasıl olmasın ki?

Sen de bir ihtilalin heyecanı var,

Sahra çölüne yağan karın nadirliği,

Tek kötü sözde solan çiçeğin narinliği.

Azizem,

Oturduk ve tüm dünya seni ezberledik.

Evrenin, senden yaratıldığına karar verdik.

Hercai menekşesinin anlamını sen de hissettik.

Bütün şecere sevsek seni nurun tamamlanmıyor.

Nedir bu güzelliğinin şiddeti,

Sanki on iki Olimposlular çarpışıyor.

Ay kızım,

Geceden gündüze,

Kıştan bahara,

Haviye'den Firdevs'e

Bir yol var ki,

Ancak salınan saçlarından varılıyor.

Azizem, 

Oturduk ve tüm dünya seni diledik.

Çünkü yokluğunun ihtimalini düşünmek

Anaforlar da küçük bir kıyamete sebep oluyor.