çok fiyakalı bir kaybın tam ortasındayız
ne tarafa baksak
o tarafa doğru kayboluyor bir şeyler
fırsat çevirme statüsü
zar çevirmek kadar kolay değil
ne tarafa dönsek
o tarafa doğru uzaklaşıyor bir şeyler
bir havaalanında çulsuzun biri olsam diyorum
ne pasaportum olsa ne de beş kuruş param
cebimde iki paket sigaram tek servetim olsa
ve yekpare her teli ayrı ayrı uzanmış uyuyan o saçlarında
pia'ya deliler gibi aşık olsam
keşke ben de Pakistan'dan Hollanda'ya
derisi yırtılmış bir çantanın içinde giden
siyahtan lale olsam
soldukça güzelleşsem,
hiç de susamasam.
ne bugün olsam ne yarın
yalnız dejavuyu anımsatacak kadar
canlı bir dün olsam
dün olsam da tıklasam kapına
kapının esmerliğinde
tüm esmerliğiyle bana uzanan kısa tırnaklarının
yüzümü pervasız tırmalayışına şahit olsam
ben sadık bir kadın olsam
sen yüzyılın nankör adamı
ne ben delice koşturan bir köpeğim
ne de sen kumuna razı bir kedi.
sen, yüzyıllarca yaşayan o eski ağacın dalında
sivri dilinle yalpalayacaksın beni
ağacına razı olmayan bir yaprak olup uçacağım.
pencerenin pervazına kafamı yaslayıp
gece yarısı denize girer gibi
güneşin öptüğü saçlarına bakacağım.
ve o gün geldiğinde
tanrı bizi güneşten kıskandığı vakit
pia olup uçacağım