ceyhunun üstünde

kopuz çal, yır söyle

ölüm senden uzak olsun

ölüm seni hiç bulmasın


sinekkuşunun sesiyle

çullandı üstüne öyle 

her kesim, herkes

gecenin nefesinden ve camın kırığından sızan

her ses


ama benim cinlerim ve senin hinlerin

hep iyi anlaştı

özlenilen şehirde 

sadece onlar buluşabilir artık


benden önce göçüp gidenler de bilir

söylerler

ben hiçbir şeyi ilk hisseden olmadım

ne aşkı, ne hüznü, ne seni


pis sular içinde

ölü otların yanı sıra

ölmüş bir adamın 

bir çift pabucunun yanında

gencecik oğlanlar sayıklar


“örtünmüş gökten ve mimlenmiş ademden

fazla pişmiş ekmekten ve bulanmış sudan

seni ibadete çağıran yerden

ve iman ettiğin tanrıdan 

güzelsin”