Robert Johnson, şeytanın müzisyeni. Blues müziğin siyahi zebanisi. 27'ler Kulübü efsanesi. Göçmen kamplarında, pamuk tarlalarında çalışarak geçirilmiş bir çocukluk dönemi.
"En iyi ozanlar yarı kördür." felsefesini benimseyerek tek gözüyle atılıyor gitara. 16 yaşında bir güzele yanık olan Johnson ağabeyimiz, dilberini doğum esnasında kaybedince kendini tamamen müziğe veriyor. Bir daha da alamıyor nitekim.

Ortalama bir müzisyen olan Johnson, bir yıl ortadan kaybolur ve döndüğünde Blues'un piridir, üstadıdır, yer yer Allah'ıdır. Dedikodular gecikmez. Dünyanın en iyi müzisyenlerinden biri olabilmek için ruhunu şeytana sattığı söylenir. Şeytan ruhuna karşılık gitarının akordunu özel bir formatta ayarlar ve Robert Johnson'ı baştan yaratır.

Sene 1938... Sahne aldığı barın sahibi tarafından, karısıyla yattı diye zehirlenerek gözlerini dünyaya yumar ve en iyi müzisyenlerin yanında cehennemde koltuğuna oturur. 27 yaşında. Böylece kulübün kapıları açılır.

İşte şeytanın müzisyeninden 9 şaheser:
1) Cross Road Blues
2) Terraplane Blues
3) Come On in My Kitchen
4) Walkin' Blues
5) Me and the Devil Blues
6) Love in Vain
7) Sweet Home Chicago
8) Dead Shrimp Blues
9) Ramblin' On My Mind

Keyifli dinlemeler...