İlk defa evren yaratan bir dungeon master düşünün. Arkadaşlarını etkilemek ve potansiyelini göstermek için o evrene harcadığı gece mesailerini düşünün. Benim için de bu kitabın anlamı o aslında. Dışarıdan bakıldığında oldukça ilginç hatta absürt gelecek bir ortam söz konusu. Acımasız bir ormanda gezen pofuduk bir sincap, hayatın anlamını aramakla başlayan bir yolculuk, büyücüler, soylular, kraliçeler, barmen kaplumbağalar ve hatta şeytan.


Karaktere gelecek olursak Pofuduk sincap kafası karışık, anlam arayışında ve üfleyince uçan karahindiba tohumları gibi oradan oraya savrulan bir hayvandır. Kafasındaki sorular ve karşılaştığı hayvanlar onun dinlenmesine izin vermeden bir maceradan başka bir maceraya atılmasına yol açar. Yolculuğu ilerledikçe aslında daha büyük bir hikâyenin parçası olduğunu fark eder. Bu büyük hikâyenin başlangıcı bir gün barda içerken konuştuğu palyaço yılandan duyduğu soru ile başlar. Palyaço yılan adı üstünde palyaçodur fakat kırmızı burun takmaya müsait bir burnu olmadığı için maalesef palyaço burnu takamamaktadır. “Palyaço burnu takamayan bir yılan için hayatın anlamı nedir?” sorusunu sorar. Bu kısa diyalog bence kitabın özünü en iyi şekilde anlatmaktadır. “Hayatın anlamı nedir” gibi bir soru ve gerçeklik vardır fakat bu soru palyaço burnu takamayan palyaço yılandan alkolik bir sincaba, ormanın ortasındaki bir barda sorulur.


Kitaptan bir paragraf;

Kalbi karışık ruhlar asıl günahkârlar değildir...”

“...Geçmişinden kurtulmak istiyordun, çünkü hatırlayamıyordun artık. Geçmişin sadece ayağındaki kıymıktı senin için. Ben de kıymığı çektim. Ne kadar belli etmesen de korkuyordun. Arkadaşlarını kaybetmekten, sevgini kaybetmekten, canavara dönüşmekten. Ben de bu korkuyu aldım. Artık merhamet etmek istemiyordun, canavara dönüşmekten korksan da canavar olmak istiyordun. Kendinle çelişi yordun. Bu yüzden merhametini aldım. Sadece sana acı veren şeyleri, senin kendinde istemediğin şeyleri aldım. Kendine dürüst olmak istiyordun. Ben de sana yardım ettim. Acı çektin çünkü acı çekmek senin umurunda değildi. Bu yüzden benim de umurumda olmadı. Ben seni olmak istediğin sen yaptım, daha fazlası değil...”