(Eiro Nareth - Interstaller Theme, Time, Interstaller Dock Scene şarkıları ile okunması önerilir.) 


Başlarken her şey bol kepçeyle koyuldu önüme. O kadar açtım ki... Sevmeye, sevilmeye, çabalamaya, perdesiz parlayan gözlere, merdiven çıkarken öpülen dudaklara...

Büyüdüler. Her an her his ısındıkça ısındı. Fikir hisse, mantık aşka yenik düştü. Oysa hayat tek bir ritme sahipti. Mutluluk bir porsiyon, huzur o mutfağın hep can çektiren, geçmeyen kokusuydu.

Bitti. Bir porsiyon mutluluk bitti. O sıcaklıkla hızlandı dediğim hayat gitti. Temposu yerini buldu. İçinde ben büyüdüm. Kaygılarım büyüdü. O koku hep mutfakta. Ben ise artık salonda oturuyorum.

Hâlâ gıdıklıyor nefsimi koku, huzur arayışı. Kaygılar buruk bir tempo ile çınlıyor tam o an.

Şimdiye bakarken bir de kafamı arkaya çevirince... "O sabit tempoyla kaç porsiyon geçmiş?" diyorum. Neleri itmişim kenara? Ha! Bir de o mutluluk kendi yoluna bakmış. Kendi mutfağını kurmuş huzurlu kokularla yaşıyor. Ben hâlâ salondaki tekli koltukta...


Sesimi duyanlar, sokakta yanımdan geçenler, bu yazıyı okuyanlar! Yok mu aranızda bir mutfağa girmek; huzur pişirip acı tatlı bir şeyler yapmak isteyen?


(Yazar bu noktada tıkanmıştı. Yalnızlığının içinde eriyip giden bu basit adam, bu soruyu sorabilir miydi? Geçmiş ile gün arasında kalmış biriydi o. Kim yanında duracaktır ki? Umduğu medet sesini duyanlara kalmıştı. Öylesine acizdi...)