Hırıltılı boğazlar arasında dolanır ve aşağılara inermiş kara yılan. Sessiz ve usulca süzülürmüş dudaklardan içeri. Göğsümü yumruklarken kalbim, yüzyıllarca tenimden kazımayacağım parmaklarla sırtüstü düştüm. Karanlık ve iğrenç su bulandırmadı midemi. Buradayım. Üstüm başım kurumuş çiçek ve çenem hiç boynumla bitişmedi karşında. Çene çizgimle kestim ve biçtim seni. Küçük böceklerden korktum ve pembe tırnağım kırıldı. Ah, ne acı verici; dudak büktüm ve ağladım.


Merhaba şeytan. Saklan kulak arkama, dağınık saçlarım hep senin. Aklımda birbiriyle temassız yüzlerce düşünce, binlerce ses ve milyonlarca kahkaha... Hepsiyle bir hisset kendini. Avuç içlerimde süzülebilir ve kara yılanım gibi aşağı inebilirsin. Gözlerimde boy gösterebilir ve kahkahama karışabilirsin. Saçlarıma asılabilir ve sesini duyurabilirsin diğer tarafa. Acı kahve sevmem ama yoğun ve çarpıcı bir tanesini benim için karıştırabilirsin. Kısa bir etek giydirir ve uçururum seni. İşte.

Sırtımı duvara yasla ve bir resme renk olalım. Bilirsin; ben ana rengim, karış bana. Suçlarımı üstlen ve otuz dört, otuz beş.

Ve cennet.

Beyaz çarşaflar,

beyaz çarşaflar arasına serilmiş küçük çiçekler.

Ve cennet.

Yapamayacağım şey yok.

Konuşabiliriz.

Evet konuşabiliriz ya da

bilirsin 

karışabiliriz.




Motheroflilith🔱

140621