İnsan susar, göz yumar. İnsan ağlar. Korkar. Suçsuz olmasına rağmen en çok ve çoğu kez sadece kendine kızar.

Ben küçüktüm, küçücüktüm. Öylesine az yer kaplardım ki dünyada; en çok karıncalar şaşardı halime. Mutlu değildi hayatım. Çevremde kelebekler uçuşmazdı. Çünkü beni kocaman bir karanlık sarmaladı. Önce onu annem sandım. Böylesine sıkı ve sımsıcak, içten bir kucağa yalnız annem sahip olabilirdi. Saçlarımı okşadı, yalanlar fısıldadı kalbime. Çiçekler yetiştirdi, uçurtmalar uçurdu benimle. Güneş usulca aydınlatmadan ve ben gerçeğin kâbusuna uyanmadan bilemedim karanlığı. Ben üşüdüm, korktum, ağladım 'o' karanlığa sarıldım. Beni parklara götürdü, gerçek kahkahalarla kesti soluğumu. Güneş gelene dek. Kendimden tiksindim. Aydınlığa inancımı yitirdim. Güneşi dahi sevemez oldum sonra.

Ben küçüktüm. Sırtım tırnak izleriyle dolana kadar, küçücüktüm. Korku kalbimi binbir gecenin acısıyla paramparça edene dek. Karanlık dudaklarımdan kalbime doldu. Büyüdüm.


Karanlık önce kaşlarımın arasına dokunup gülümsedi. Büyüdüm. Sonra bana takım elbisesiyle bir gül verdi. Büyüdüm. Daha sonra saçlarımı okşayıp üstüme davrandı. Büyüdüm. Sırtımı yaslayacak son 'beni' de kaybettim. Bana sarılacak son kişiye olan inancımı yitirmeye başladım. Karanlığa döndüm çünkü ben. Karanlığa gebe şimdi geleceğim. Korkuyorum.


Zaman dilimlerinde kaybettim kendimi.

Başsağlığı dileyecek tek kişi benim bana kendi kaybımdan.

Kaburgalarımın altındaki kuru papatyalar var yalnız.

Kimsesizleşeceğini bilmek yarını bilmekten daha acı.

Benim mürekkebim buraya kadarmış,

hoşça kalın.


040422

Motheroflilith

'181390'