Proletarya nedir? Sözlük anlamı "Emekçi sınıfı" olan proletarya kelimesinin kökeni Fransızcadır. Toplum içerisinde alt tabaka kabul edilen sınıfların adlandırmalarından birisi olarak kullanılır. Çoğunluğunu anlamından da anlayabileceğimiz şekilde emekçiler ve ağır işlerde çalışan işçiler oluşturmaktadır.


Proletarya diktatörlüğü nedir? Bu sözde diktatörlük biçimi Marksizm görüşünde mühim bir konuma sahiptir. Kavram aslında oldukça açıktır. İşçi sınıfındaki alt tabaka kabul edilen halkın (yani küçük balıkların), kenetlenip büyük olanı yenmesi olarak kabul edilebilir. Proletarya diktatörlüğünde ana fikir sınıf ayrımını ortadan kaldırmaktır. Dönemimizde "Komünizm" olarak adlandırılan ideoloji ile bağdaşmaktadır. Karl Marx, Marksizm görüşünde iktidarın proletarya sınıfı tarafından ele geçirilmesi ön görülür. İdeolojilerine göre; ancak ve ancak iktidarı ele geçiren proletarya sınıfı, toplum ve sınıf ayrılığını sona erdirebilir. Burada kendi fikrimi ekleyecek olursam eğer bunun da bir çözüm olmadığını söyleyebilirim. Yaşadığım süre zarfında gerek çevremde gerek ülke çapında gördüğüm tek şey her insanın içinde biraz güç sarhoşluğu olduğudur. Çok nadir olarak kendi nefsine hâkim olabilen insanlar tanımış da olsam ne yazık ki insanlığın çoğunluğunun bunu uygulayamayacağını düşünmekteyim.


Bugüne kadar böyle bir yönetim gerçekleşti mi? Evet gerçekleşti. Aslında hepimizin bildiği, yakın geçmişte yıkılan Sovyetler Birliği bu görüşe bir örnektir. 1917 yılında Çarlık Rusya yönetiminin işçi devrimi ile yıkılmasından sonra 1921 yılında çıkan iç savaş sonucu Bolşevikler (işçilerin partisi) yönetimi tamamen ele geçirmiştir. 1922 yılında yönetim ve anayasa tartışmaları sürerken işin sonunda Lenin'in Leninist görüşleri kabul görmüştür. Her alanda eşitliği savunan bu görüşler, bahsettiğimiz sınıfsal ve toplumsal ayrılıkları ortadan kaldırmayı hedefliyordu. Fakat çok kısa bir süre sonra vefat eden Lenin'in yerine Stalin geçince işler biraz değişti. Yönetimde kendi sözünü geçirmeyi başaran Stalin, Lenin'in uyguladığı kuralları değiştirmeye başladı. Her şeyin sonucunda ise Sovyetler Birliği bir asır bile ayakta kalamadan 1991 yılında dağıldı.


Sonuç olarak kısa bir derleme yapmak gerekirse... Proletarya diktatörlüğü aslında asla bir diktatörlük değil, aksine tamamen eşitliği savunan bir görüş, fikirdir. Her zaman alt tabaka görülen insanların çoğunluğu oluşturduğunu düşünürsek bu fikirler kulağa pek de anlamsız gelmiyor. Güç denilen şeyi oluşturan aslında para değil çoğunluktur.


Sizce, Sovyetler Birliği Cumhuriyeti'nin hatası neydi? Neden uzun ömürlü yapı oluşturulamadı? Sorularımızı yorumlarda cevaplarsanız hep beraber fikir ve düşünce alışverişinde bulunabiliriz.



Yazar: Remzi Yıldırım