Ansızın yola düşme hasreti yakıyor genzimi. İnsanlar insanlara hasret, insanlar anılara hasret... Bense yollara, dağlara, ovalara, şarkılara ve fikirlere hasretim. İçime sığdıramadığım o özgürlük ülküsünün peşinde paralanıp durmak niyetim. Keşke bir yolu olsa da o döngüde takılıp kalsam. Kendi içindeki o döngüde değişime kucak açan o yola çıksam. 49 hafta öncesinde hissettiğim o yolun özlemi var içimde. Tren raylarının dağları yarıp renk renk ovalara döküldüğü türlü hayalleri göğsüme sığdırdığım o anlara… Öyle bir an ki o, içimde barınan özlemin çocuksu yanına başımı yasladığım. Öyle bir an ki içime giz olan o şeylerle başımı cama yaslayıp yolları izlediğim. Kulağıma asılı kalan Sen Giderken ezgisiyle… Şimdi bana bir yol, bir yolculuk gerek içimdeki öze erişebilmek için, hayallerimi ve duygularımı hatırlayabilmek için. Kendimi daha çok sevebilmek için belki de…