Doğmamıştı mekân, 

Doğurulmamıştı zaman;

Hiçlik, karanlıktı.

An'a ant olsun! 

Işık dahi aslına rücu için devinir;

Bilsen,

Karanlıktan kaçamazsın.


Mevcudiyetinde kendini idrak,

Zorundaydı

Ateşe verdi ulaklığı.

Tez ulaştı haber aynalara,

Yansıtıldı hakikat;

Çepeçevre kuşatıldı,

Aynadaki hilkat.


Ateş, hem tahirdi

Hem mutahhir...

Gereği düşünülen,

Kıldan ince, kılıçtan keskindi.

O ateş ki hiçliğe gebe

Aynadaki pus, otuza düşman

Bilsen,

Karanlıktan kaçamazsın.


Puslu ittifakta

Dağ, yol kesen eşkıya

Çöl, ateş çukuru

Boran, 

Küfrediyor öfkeyle tepemizde.

Elde altın mızrak, yürü!

Yarılıyor bulutlar, mevkıf güneşte.


Badireleri aşan inanmış,

Soluklansın diye duraksadı

Gözlerim bulutlandı

Güneş erimişti sidrenin gölgesinde;

Gölge, ışığa galebe çalar,

Işık, aslına rücu eder,

Biliyorum

Karanlıktan kaçamazsın.



2.9.21 / Üsküdar