Medya sanatları, çağdaş dünyada sanat olarak kabul görürken, Türkiye'de ne yazık ki hâlâ sanat olup olmadıkları tartışılıyor. Hâl böyle olunca, medya sanatları konusunda dünyanın önde gelen isimlerinden olan bir Türk, kendi ülkesinde, yıllarca hak ettiği değeri göremediği gibi dünyaca ünlü bir sanatçı olarak zikredilmedi de. Neyse ki, Beyoğlu’daki Alkazar Sineması’nda devam eden “Alkazar Rüyası” sergisi ve son zamanlardaki NFT çalışmalarıyla bu durum tersine dönmeye başladı.


BuBi' Sanat olarak, kendisini ilgiyle takip ediyor ve dünyada gördüğü alakayı ülkemizde de görmeye başlamasından mutluluk duyuyoruz. Bu alakayı biraz daha arttırmak ve kıymetli bir sanatçının sanatına siz sanatseverlerin dikkatini çekmek umuduyla kaleme alınan bu yazıda, sizlere, dünyaca ünlü medya sanatçısı Refik Anadol’u tanıtmaya, mimariyi ve medya sanatlarını veri bilimi ve yapay zeka ile buluşturan benzersiz ve öncü nitelikteki eserlerinden bazılarını işaret etmeye çalışacağız. Gelin, Türkiye’de ilklerle başlayan ve tüm dünyada ilklerle alanında zirveye yükselen hikâyesiyle başarılı ve öncü bir sanatçının sanat kariyerine bir göz atalım.


Refik Anadol, 1985 yılında İstanbul'da dünyaya geldi. Sekiz yaşındayken ailesi ilk bilgisayarını hediye etti. Yine çocuk yaşlarda bilim-kurguya ilgisi filizlendi. Kadıköy Anadolu Lisesi'nden mezun olduktan sonra Bilgi Üniversitesi'nde Fotoğraf ve Video bölümünde başladığı lisans eğitimine çift ana dal ile Görsel İletişim Tasarımı'nı da ekledi. 2008 yılında yaptığı mezuniyet projesi, Türkiye’nin ilk üç boyutlu video-haritalandırma projesiydi. Bu proje kapsamında Santralistanbul’un dış cephesini yapay zeka ile giydirdi ve “ışığı bir materyal olarak kullanarak mimari bir yapıyı tuvale dönüştürme” hayalini gerçekleştirdi. Kendi deyimiyle, “mimarinin bir kanvas olabilme ihtimalini sorgulamaya” başlamıştı.

 

Bilgi Üniversitesi’nde Görsel Sanatlar alanında yüksek lisansını tamamladıktan sonra Los Angeles, Kaliforniya Üniversitesi’nin (UCLA) medya sanatları programına katılmak üzere ABD’ye yerleşti ve UCLA Tasarım Medya Sanatları bölümünden ikinci yüksek lisans derecesini aldı. Anadol bugün, ikinci yüksek lisansını aldığı UCLA Tasarım Medya Sanatları Okulu’nda dersler vermekte ve araştırma faaliyetlerinde bulunmaktadır. Ayrıca her yıl, sanat ve teknoloji üst başlığı altında onlarca farklı konuşma yapmaktadır.


2011 yılında Alper Derinboğaz ile birlikte yaptığı Aktif Strüktürler v1.1: Akustik Formasyon adlı çalışmada, İstiklâl Caddesi’nin özel olarak alınmış ses kayıtları haritalandırılarak mimari bir yapıya dönüştürüldü ve bir hafta boyunca Yapı Kredi Kültür Merkezi’nin Galatasaray Meydanı’na bakan cephesinde sergilendi. Mekân, ışık, görsel/işitsel performans arasındaki etkileşimi araştıran proje, bu minvalde Türkiye’de bir ilkti.

 

2013 yılında bir ders kapsamında hazırladığı The Aether Project (Eter Projesi), Microsoft Araştırma Ödülü'ne layık görüldü ve bu ödülü alan ilk sanat projesi oldu. Proje, bir filarmoni orkestrasının canlı olarak çaldığı müzikle eş zamanlı bir algoritmaya bağlı meydana gelen sinematik bir deneyimi içeriyordu; Walt Disney Konser Salonu'nda, Los Angeles Filarmoni Orkestrası'nın katılımıyla hayata geçirildi. Anadol bugüne kadar, Microsoft’tan aldığı ödülün yanı sıra; 2014’te UCLA Sanat+Mimari Moss Ödülü ve Kaliforniya Üniversitesi Sanat Araştırma Enstitüsü Ödülü; 2016 ve 2017’de Alman Tasarım Ödülü; 2016, 2018 ve 2019’da SEGD Küresel Tasarım Ödülleri; 2016 ve 2018’de Google Sanat ve Makine Zekası Sanatçısı Ödülü; 2018’de İkonik Ödüller: İnovatif Mimari Ödülü gibi pek çok ödül kazandı.

 

2015 yılında, dünyanın dört bir yanından tasarımcıların, mimarların, bilim insanlarının yer aldığı ekibiyle beraber sanat çalışmaları ve teknoloji araştırmaları yürüteceği “Refik Anadol Studio”yu kurdu. Aynı yıl kendisinin ilk kamusal eseri olan Virtual Depictions (Sanal Tasvirler) adlı veri heykelini yarattı. San Francisco'da bulunan 15x30 metre boyutlarındaki “Sanal Tasvirler”, dünyanın ilk üç boyutlu veri heykeli olma özelliğine sahip.


2017'de Boston'daki Logan Havalimanı'nda bir yıl boyunca rüzgarın hızı ve yönünü yirmi saniye aralıklarla okuyan, analiz eden ve görselleştiren bir dizi yazılım geliştirerek Wind of Boston: Wind Data Painting (Boston Rüzgarı: Rüzgar Verisi Resmi) adlı eserini meydana getirdi. 180x400 cm ölçülerinde dijital tuvaller kullanarak, Boston’ın rüzgar verisini görselleştirdi. Aynı çalışmayı daha sonra İstanbul, Dubai, Seul, New York, Los Angeles, Shenzen gibi dünyanın dört bir yanından farklı şehirler için de yaparak (veya çalışmalarına başlayarak) “Rüzgar Verisi Resimleri”ni bir seri haline getirdi.


2016 yılına gelindiğinde Refik Anadol, Google’ın “Sanatçılar ve Makine Zekası” adlı programına davet edildi ve yapay zekayı bir sanat aracı olarak kullanmaya başlayan öncü sanatçılar arasında yerini aldı. 2017'de İstanbul'da SALT Araştırma koleksiyonlarındaki 1 milyon 700 binden fazla belgeyi, yapay zeka ve makine öğrenimi algoritmalarıyla ortak özelliklerine göre gruplandırdı ve bu gruplandırmaları görselleştirerek Archive Dreaming (Arşiv Rüyası) adlı bir medya enstalasyonuna dönüştürdü.

 

Anadol, Türkiye'de ilk kişisel sergisini 2018 yılında açtı. Kaliforniya Üniversitesi nöroloji laboratuvarlarında toplanan beyin dalgaları verilerini kullanarak meydana getirdiği eserler Pilevneli Galeri'de Eriyen Anılar (Melting Memories) adıyla sergilendi. Aynı yıl, Los Angeles Filarmoni Orkestrası’nın 100. sezon açılış kutlamaları kapsamında, Walt Disney Konser Salonu'nda mekana özel yeni bir veri heykeli animasyonu ile projeksiyon çalışması gerçekleştirdi. WDCH Dreams (Walt Disney Konser Salonu Düşleri) adlı on iki dakikalık animasyon, salon arşivlerinde bulunan bir dizi dijital olarak soyutlanmış fotoğraf, ses ve video kayıtlarının birleşiminden meydana geliyordu.


2019'da, New York'taki tarihî Chelsea Market'te yaratılan Artechouse adlı dijital sanat alanında sergilenmek üzere Machine Hallucination (Makine Halüsinasyonu) adlı görsel-işitsel enstalasyonu tasarladı. Proje, 300 milyondan fazla fotoğraf ve 113 milyon diğer ham veri noktası dahil olmak üzere New York şehrinin halka açık görüntülerinin veri kümelerini işledi. 

 

2021 yılında Türkiye'deki ikinci sergisini, Makine Hatıraları: Uzay (Machine Memories: Space) adlı sergiyi açtı. Yine Pilevneli Galeri'de faaliyete geçen bu sergide, NASA Jet İtki Laboratuvarı'nın uzaya gönderilen teleskoplardan elde ettiği iki milyon veriyi (ki bu veriler kendisine NASA’nın özel teklifi ile açılmıştır), uzaydaki ses kayıtları ve klasik müzikle harmanlayarak oluşturduğu dinamik tablo ve veri heykellerini sergilemenin yanı sıra, seyircilerin de fiziksel olarak dahil olabileceği on beş dakikalık bir yapay zekâ sineması da yarattı. 


Geçtiğimiz kasım ayında da, Nike sponsorluğundaki Alkazar Rüyası adlı interaktif enstalasyonu Beyoğlu'ndaki eski Alkazar Sineması'nda ziyarete açıldı ve tüm rezervasyonları dolmuş olarak sergilenmeye devam ediyor. Bu çalışmada 100’den fazla Yeşilçam filmini ve bu filmlere ait kayıtları güncel yapay zekâ teknolojileriyle işledi.

 

Sanatçı ayrıca NFT piyasasında da boy göstermekte. Machine Hallucinations (Makine Halüsinasyonları) adlı NFT koleksiyonu oldukça rağbet görüyor. "Machine Hallucinations - Nature Dreams (Makine Halüsinasyonları - Doğa Düşleri)" koleksiyonunun AI Data Sculpture (Doğa Rüyaları: Yapay Zeka Veri Heykeli) adlı hareketli parçası geçtiğimiz ay 300.6942 Ethereum (~1.2 milyon dolar) karşılığında satıldı.


Son olarak belirtmek gerekir ki Refik Anadol, metaverse geleceğine de gözünü dikmiş durumda. Refik Anadol Studio'nun tasarladığı, dünyanın ilk çok-duyumlu metaverse projesi Dataland, nisan ayının başlarında beta versiyonu ile çıkacak. Dataland, ileri düzey sinirbilimsel deneyimler ile artırılmış sanal gerçekliği birleştirerek -Anadol'un deyimiyle- algı, varlık ve duyum arasındaki ilişkiyi yeniden tanımlayacak.

 

Tabii ki bunlar; durmaksızın, çağın had safhasında, hatta zaman zaman çağın ötesinde sanat eserleri üreten Refik Anadol’u anlatmaya yetmez. Kendisinin, burada bahsettiklerimiz gibi daha pek çok kamusal sanat eseri ve görsel veya görsel-işitsel sanat gösterimi/performansı mevcut. Anadol’un mekana özel tasarladığı kamusal eserlerin sayısı bugün ondan fazla. Aynı eserin farklı ülkelerdeki sergilenmeleriyle birlikte, bugüne kadar, yüzden fazla görsel sanat gösterimi ve kırktan fazla görsel-işitsel performans icra etti. Eserlerinin tamamına refikanadol.com ve refikanadolstudio.com adreslerinden ulaşabilirsiniz. Biz de birkaç eserini daha işaret edelim:

- Infinity Room (Sonsuzluk Odası)

- Bosphorus

- Interconnected (Bileşik)

- Virtual Appliqué (Sanal Aplike)

- Seul Haemong

- Quantum Memories (Kuantum Hatıralar)

- Sense of Space: Molecular Architecture (Uzay Algısı: Moleküler Mimari)



Hiç şüphesiz ki Refik Anadol, dijital verileri ve yapay zekayı kullanarak sanat eserleri yaratmaktaki ustalığıyla gerçek bir sanatçı ve hiç şüphesiz ki medya sanatları alanında, tüm dünyada, çağımızın ve geleceğin en önemli sanatçılarından biri.






Başlıca kaynaklar:

refikanadol.com

refikanadolstudio.com

wikipedia.org - Refik Anadol

cumhuriyet.com - Refik Anadol röportajı

aiartist.org - Refik Anadol



Yazar: Onurhan Yorulmaz