Bir çiy düşer mi dalından

Sen göz ucuyla bakmadığında

Yağmur ağaçları yeşertir

Uyandığında sana bakanlar

Ağzından çıkan

Bir harfe köledir

Böyle geçilir bulut

Ve böyle canlanır her vücut

Ağacı sana asanlar öldüler


Soğuk sular akşamları

Salıncaklar gündüzün

Öylece büyülüdür

Uzama sancısı derlerdi

Kemikleri sızlatan

Anlatsan bir çırpıda

Sahilde yürürken

Artısını noksanını düşünmeden

Bulurdu bir sebep birileri

Neydi yürümeyi aksatan


Dilimi vurmak istemesem bile

Yurtsuzluğunu bana

Hangi ağaç soracak

Yağmurdu besleyen ilahları

Bunu bana sen anlattın

Gözümde büyüttüm dut ağaçlarını

Dalına asılan bahardır

Yürü yürü ve sula sana inananları

Dolu vurur konduma akşam

Pencerem her daim açık


Ellerim değil pencerem

Göğsümüz altına kulak

Kamburuz aslı sırtlamış

Birdim oldum hiç peşinde

Dalını ver dopdolu yemişle

Ağzıma bal olsun hiçlere baldıran

Gölgendi kuşlukta kamburu uyandıran