Ağrı iniltileri.

Yârin boynu.

Mırıltısı kedinin.

Huzursuz uyku.

İstanbul.


Düşlerimiz ırmak boylarında takılmış gelecek kokardı

"suskunluğun derebeyi" askerleri toplar,

bir Tanrı montunu çıkarır,

gecenin siyah sütünü içerdik

zamanın testilerinde.


Yangın yeri kalbimiz.

Yağmurun rüzgarıyla yellerken yüreğimizi

dostlarla

dostça üleştik

karanfil sokulmuş kavga acılarını

iki kırık dize düştü payımıza

bir ayrılık hecesi

çok bilinmeyenli bir cümle.


"Kader denilenleri" demişti bir usta

"değiştirmektir asıl işimiz"

kafa tuttuk

hayat ırmağına bu düsturla

bedeller ağır gelmedi

bedeller ki yaşamın renkleriydi

ödedik, ödemek istedik

insan olduk, insanlaştık.


Yürüdük,

gökyüzünün mavisinin düştüğü sokaklarda

üleşmenin sadeliğinde

ödenen bedellerin renkleriyle

rıhtımdan uzakta

ufukta görünen

sade bir fırtınanın ardından.