1. Merhabalar. Öncelikle kendinizi bize tanıtabilir misiniz? Sizi, sizin kelimelerinizle tanıyalım.


Tabii, zevkle. Erzurum’da doğdum, Atatürk Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı mezunuyum.

İki çocuk annesiyim. Eşimi çok genç yaşta kaybettiğim için tek ebeveynim. Liselerde, kolejlerde ve son olarak Yeditepe Üniversitesi'nde İngilizce öğretmeni olarak çalıştım. İki yıl önce emekli oldum.

Yazar olmamdaki en önemli etken dedemin ve babamın kitap-kırtasiye dükkânlarında kitap kokusuyla büyümek ve okuyan bireylerden oluşan bir aileye sahip olmaktı. Ayrıca aile evlerinin hepsinde duvarları kaplayan zengin kitaplıklar vardı. Bu çok büyük bir şanstı. Sonucunda okumak ve yazmak olmazsa olmazı olan bir yetişkin oldum.

Gerçek bir doğa hayranı ve hayvan dostuyum. Doğa olaylarının birer mucize olduğuna inanıyorum. Her mevsimi kendine has güzellikleri ile seviyorum.

Dünyanın geleceğini, çocukların ve gençlerin sorunlarını dert ediniyorum. Onların barış ve umut dolu bir dünyaları, gerçekleştirmek isteyecekleri hayalleri olmalı diye düşünüyorum ama maalesef öyle değil, farkındayım ve üzgünüm.

En güçlü duygularım adalet ve özgürlük. Sevgide oldukça seçici ama sınırsızım. Sevdiklerim için elimden gelen her şeyi yaparım. Biraz inatçı, sabırsız ve asi olduğumu da itiraf edeyim.

Özellikle geceleri ve müzik eşliğinde yazmayı severim. Kitap okumadan uyuyamam. Gittiğim her yere okuma lambası taşırım.

Seyahat etmek, böylece farklı yerleri görmek ve değişik kültürleri keşfetmek en büyük zevkim. Film seyretmek, yemek yapmak, çay-kahve sohbetleri ise günlük keyif zamanlarımdır.

İşte, kendi sözcüklerimle, kendi gözümde ve bütün samimiyetimle ben buyum.



2. Çok memnun oldum. :) Peki, geçelim ikinci sorumuza. Çocuklara uygun kitap seçimi nasıl yapılır? "Yaşına uygun" söylemi bir kriter mi? İyi ve nitelikli bir çocuk kitabında hangi nitelikler olmalı?

 

Yaş uygunluğu önemli bir kriter. Oyuncakların üstünde bile yaş aralığı belirtilir. Çünkü her yaş grubunun kendine has özellikleri ve becerileri vardır. Mesela soyut kavramları algılamak belli bir yaş düzeyi gerektirir. Çocuk, bir kitabı okumak ve algılamakta zorlanıyorsa, kafasında zamansız sorular beliriyorsa veya tam tersi, okuduğu kitap beklenti ve algı seviyesinin çok altında kalıyor, heyecan ve ilgi oluşturmuyorsa kitaptan soğur, okumaktan keyif alamaz. Örnek vermek gerekirse benim Şaka Gibi adındaki öykü kitabımı üçüncü sınıf üstüne okutursanız çok basit ve çocukça bulacaktır. Topun İki Rengi ise daha küçük yaş grupları için içinden çıkılmaz olabilir. Savaşı, doğduğunuz coğrafya gerçeğini irdeleyen ve iki ayrı akış halinde ilerleyen bir kitap on bir-on iki yaş ve üstüne hitap eder.

Nitelikli her kitap için doğru ve ustalıklı dil önceliğimdir. Verdiği mesaj, oluşturduğu algı çocuklarımızın sahip olmalarını istediğimiz değerleri taşımalıdır. Onları incitmeden, ürkütmeden hayata hazırlamalı; okuma, algı, empati, mizah ve hayal gücünü desteklemelidir. Çocuklarını test kitaplarına boğan, roman ve öykü okumasını zaman kaybı olarak gören ana-baba ve öğretmenlere şunu hatırlatmak isterim: Çocukların algı ve dil becerisi ve dolayısıyla akademik başarıları sadece test kitaplarıyla desteklenemez. Okuduğunu anlayan, doğru algılayan, yorum yapabilen çocuk matematikte veya fen bilimlerinde de başarılı olur. Hatta daha ileri gideceğim; hayatta da daha başarılı, uyumlu, iletişim sorunu olmayan bireyler olurlar.



3. Bir çocuk kitabının içinde hoş karşılamadığımız davranışlar olması çocuğu nasıl etkiler? Bu davranışların bir çocuk kitabında olması ne kadar doğru?

 

Hoş karşılanmayan derken sanırım cinsellik, sapkınlık, hoyratlık, acımasızlık, şiddet gibi kavramları ima ediyorsunuz. Bunlar çok hassas konular. Yanlışlar büyük yaralar, güçlü travmalar yaratır. Bunlar bir çocuk kitabına olsa olsa yanlışları düzeltmek için girebilir.

Çocuk tacizlerinin bu kadar gündemde olduğu bir dünyada çocuklara kendilerini korumaları yönünde uyarılar yapmak gerekir diye de düşünüyor insan. Ancak bu çok hassas bir konu ve psikolojik olarak doğru bir yaklaşım gerektirir. Ben öğretmen ve anne olarak deneyimlerime ve psikoloji üzerine okuduklarıma sığınarak üstüme düşeni yapmaya çalışıyorum. Bu konulara çok doğru yaklaşan başka yazarlar ve kitaplar da var. 

Ancak yeterince yararlı olamayacaksanız, çocuk psikoloji konusunda bilgi sahibi değilseniz iyi niyetli olsanız bile uzak durun derim. Çünkü bu konu yanlışı kaldırmaz.

Son yıllarda sapkınlık düzeyinde, ensest eğilimler içeren tuhaf kitaplar dolaştı sosyal medyada. Ne kadar doğruydu, emin değilim. Eğer doğruysa yazarın sağlıklı bir ruh halinde olmadığı kesin. Tedavi görmesi ve çocuklara yazması engellenmeli diye düşünürüm. Ancak nasıl olur da böyle bir dosya yayın aşamasına gelir, bunu anlamak zor. Yayınevinin editörü, genel yayın yönetmeni yok mu? Bu nasıl bir sorumsuzluktur? Bu nedenle anne-babaların ve öğretmenlerin çok dikkatli olmalarını öneriyorum.



4. Masalları çocuk edebiyatından sayıyoruz. Ama birçok masalın içerisinde çocuğa uygun olmayan öğeler var. Masallarla ne yapacağız, onları çocuklara okutmalı mı yoksa bırakmalı mı? Özellikle de klasik masalları…

 

Samimiyetle söyleyeyim ki klasik masallar beni bile korkutuyor. Çok enteresan… Ama modern masalcılar var ve özlenen masalsı tadı yakalıyorlar. Klasik masalları bırakmanın zamanı gelmiş, geçiyor bile. Aysun Berktay Özmen ve Çiğdem Gündeş’i okumanızı öneririm.



5. "Çocuk edebiyatı ülkemizde gelişmedi." söylemi ne kadar doğru sizce, bu yargı hakkındaki görüşlerinizi bizimle paylaşabilir misiniz?

 

Kesinlikle yanlış. Büyük haksızlık. Bu söylem yirmi-otuz yıl önce dile getirilmiş olmalı ama artık anlamını ve gerçekliğini yitirmiş. Bugün ülkemizde Çocuk ve Gençlik Edebiyatı son derece renkli, değerli ve zengin bir alan. Çok yetkin yazarlar, başarılı çizerler, değerli kitaplar, işini sorumlulukla yerine getiren yayınevleri var. Her yıl bu alanda yarışmalar yapılıyor ve yeni yazarlara alan açılıyor.

Ayrıca Feyza Hepçilingirler gibi dil ustası, yılların edebiyatçısı, deneyimli eğitimciler var aramızda. Aysun Berktay Özmen hem yazıyor hem çiziyor. Özgün ve farklı dünyalar sunuyor çocuklara. Miyase Sertbarut’un Kapiland serisi, Çöp Plaza, Sisin Sakladıkları kitaplarını büyük veya küçük herkes okumalı. Ferda İzbudak Akıncı, Toprak Işık, Aytül Akal hemen aklıma gelen isimler. Kısacası bu tezi çürütecek daha birçok isim sayabilirim.



6. Çocuklara okuma sevgisi aşılamaya çalıştığımız süreç nasıl gelişmeli? Bu süreçte doğru bildiğimiz yanlışlar neler?

 

Zorunluluk duygusu yaratmaktan uzak durun derim ben. Bakın, okuma sevgisi diyoruz adına. Sevgiyi uyandırmak için sevgiyle yaklaşmak gerekir. Özendirmek, merak ve heyecan uyandırmak, örnek olmak, uygun ortam yaratmak gerekir.

Anne ve babaların elinde, evinde kitap görmeli çocuk. Her çocuğun yatağının baş ucunda bir okuma lambası ve uyumadan önce okuyacağı bir kitap olmalı. Böylece bir önceki gece yarım kalan okuma serüvenine devam edecektir. Üstelik yumuşacık yatağında, uykusu gelince kalkmadan elini uzatıp söndürebileceği okuma lambasının ışığı altında. Günün stresini, yorgunluğunu üstünden atabileceği; sınav kaygısı, başarısızlık korkusu gibi duygulardan uzaklaşacağı rahatlatıcı bir zaman dilimi değil mi bu? Belki de bu davranış güzel ve yararlı bir alışkanlık haline gelecek, her yaşta uykuya geçmeden önce kendisine bu ufacık lüksü sunmaya devam edecektir.

Çocuk okuduğu kitabı annesine, babasına anlatmak istiyorsa bu çocuğa yaklaşmak, onu anlamak ve arkadaşlık kurmak için harika bir fırsattır. Hele yorumlarını katıyor, sevdiği sevmediği karakterleri söylüyor, nedenlerini açıklıyorsa onu dikkatle dinlemek gerekir. O sırada kendisiyle ve hayata bakış açısıyla ilgili birçok ipucu verecektir. Birlikte okumayı teklif etmek veya kitabın sonunu bilmek istemek son derece olumlu bir yaklaşım olur. Bu paylaşımcı tavır çocukta güven duygusunu da destekler. Ayrıca ebeveynlere çocuklarıyla birlikte kitapçılara ve fuarlara gitmelerini, birlikte kitap seçmelerini, yazarlarla tanışmalarını ve bunları zevk aldıkları bir aile etkinliği haline getirmelerini öneririm.

Sevgili öğretmen arkadaşlarım, lütfen kitaplardan yazılı sınav yapmaktan vazgeçin. Sınav yerine tartışmalar, canlandırmalar, araştırmalar, karakter taklitleri yaptırabilirsiniz. Ufak hoşluklarla (fonda müzik dinletmek, minik atıştırmalıklar ikram etmek gibi) güzelleştirebileceğiniz okuma saatleri de düzenleyebilirsiniz. Konuyla ilgili resimler yapmalarını, kitap tanıtım posterleri hazırlamalarını, kitaba yeni bir isim koymalarını, farklı bir kapak tasarlamalarını isteyebilirsiniz. Ama sınav yaparsanız okudukları kitapların keyfini sınav kaygısıyla yok edebilirsiniz.



7. Çocuk edebiyatı yazarlık sürecinizi bize anlatabilir misiniz?

 

Her şey bir balığın trajikomik ve gerçek öyküsüyle başladı. Kimsesiz adlı dergide çıkan Balık adlı bu öyküm büyük beğeni topladı ve çocuk kitapları yayımlayan bir yayınevi bana ulaşarak onlarla çalışmamı istedi. Hayatımdan gelip geçen hayvan hikâyelerinden oluşan bir dosya hazırladım ama anlaşamadık. O sırada Tudem Edebiyat Ödülleri'nden haberim oldu. Ve Arkadaşım Horoz, Leylek ve Diğerleri adındaki dosyayı yarışmaya gönderdim. 2004 Tudem Edebiyat Ödülleri'nde öykü dalında birincilik ödülünü aldım.

İlk dosyam ilk ödülümü getirmişti. Gerisi zaten kaçınılmaz bir yol gibiydi ve ben o yola severek çıktım.

Bu arada yetişkin edebiyatında da benzer bir durum oldu. 2006 yılında Gülgez adlı dosya ile Everest Yayınları İlk Roman Ödülü'nü aldım. Bu da başka bir yoldu. Yine severek emek vereceğim bir alandı. Gülgez’le başlayan yolculuk halen devam etmekte… Son romanım Eksik Parça Yayınları'ndan çıktı: "Biblos’ta Bir Sedir Ağacı".



8. Tebrik ederiz. :) Peki ya yetişkinler, bizler çocuk edebiyatını neden takip etmeliyiz?

 

Çocuk kitaplarını veya masalları hiçbir gerekçeleri olmadığı halde severek okuyan insanlar tanıyorum. Ama eğer anne-baba veya öğretmenseniz bu çok daha anlamlı bir amaç taşıyabilir. Bu alanda neler olup bitiyor, bilmelisiniz. Sonuna dek güvenebileceğiniz yayınevlerini ve yazarları tanımak önemlidir. Çocuklarınızın veya öğrencilerinizin okuduğu kitapları siz de okumalısınız. Böylece tartışmak, paylaşmak, eleştirmek üzere ortak bir konunuz var demektir. Bir çocukla bir yetişkin arasında iletişim ve dostluk kurabilmek için bulunmaz bir fırsat…

Ayrıca bu alemi ne kadar iyi tanırsanız çocukları o kadar doğru yönlendirebilirsiniz. Okuma serüveninde eşsiz bir yol gösterici ve müthiş keyifli bir arkadaş olabilirsiniz isterseniz.

Ve bunu yapın lütfen. Tüketim çılgınlığına, teknolojinin önlenemez cazibesine, yararlı veya zararlı her türlü yayına ve ürüne açık bu kaotik dünyada çocukların güvenilir rehberlere ve doğru pusulalara ihtiyaçları var.


9. Değerli vaktinizi bizimle paylaştığınız için teşekkür ederiz. Sevgiyle kalın...




Yetişkin ve çocuk edebiyatı yazarı: Güldem Şahan

Röportaj: Abdullah Furkan Doğan